YAŞAM
Giriş Tarihi : 25-01-2023 00:32

Uğur Mumcu’yu andık!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kemer İlçe Başkanlığı, gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’yu ölümünün 30'uncu yıl dönümünde andı. CHP Kemer İlçe Başkanı Hüsnü Ünal, anma programına katılan CHP’li meclis üyelerinden Kemer’de bulunan bir parka Uğur Mumcu’nun isminin verilmesi ve heykelinin yapılması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep etti. Anma Programına konuşmacı olarak katılan Akdeniz Gerçek Gazetesi İmtiyaz Sahibi Songül Başkaya da 90’lı yıllarda olduğu gibi bugün de gazetecilerin tehdit altında olduğunu belirterek, “Basın İlan Kurumu ve RTÜK tarafından gazeteciler baskı altında. Kara bir tablomuz var. Basın özgürlüğünün olmadığı yerde hiçbir şeyden bahsedemeyiz. Bence yazılı medya bitirilmeye çalışılıyor. Çünkü bugün aldığımız resmi ilan bizim gider ve personel maaşlarını bile karşılamaya yetmezken Basın İlan Kurumu internet medyasına geçiş sürecinden dolayı bir düzenleme yapacak. Zaten internet medyalarımızda var ama, internet medyası kontrol edilebilir bir alan. Yani bize diyorlar ki yazmayın çizmeyin gazetecilik yapmayın. Basın İlan Kurumu’nun Anadolu Basın Temsilciliği seçimleri için Ankara’da olacağız ve orada da parlamentoya giderek milletvekillerimize de bunları tekrar aktaracağız. Biz insan haklarının ve demokrasinin gereği olan fikir özgürlüğü için, basın özgürlüğü için, haber alma özgürlüğü için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

Uğur Mumcu’yu andık!

Şüheda PARTAL

Ankara'da, 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitiren gazeteci ve yazar Uğur Mumcu ile 24 Ocak 2001 günü uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edilen Diyarbakır'ın efsane Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, CHP Kemer İlçe Başkanlığı tarafından anıldı. Anma programına Kemer Belediye Meclis Üyeleri Mustafa Bilici, Semih Top ve Mustafa Tıraş, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Ahmet Duran Yenigün, Akdeniz Gerçek Gazetesi İmtiyaz Sahibi Songül Başkaya ve Kemer Hakimiyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Tosun Ülge ile partililer katıldı.

ÜNAL: UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ

Anma programında konuşan CHP Kemer İlçe Başkanı Hüsnü Ünal, “Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ın yanı sıra Abdi İpekçi, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink, Ümit Kaftancıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Server Tanilli, Metin Göktepe, Kemal Türkler gibi daha bir çok aydınlarımız katledildi. Bu aydınlarımızı katleden Türkiye’deki bulunan işbirlikçi yobaz gericiler ve arkasında bulunan emperyalist güçlerdir. Emperyalizm ulusal devletleri ulusal güçleri asla sevmez. Orta doğuda ki gerici yobazla işbirlikçileri hatta Türkiye’de uzantısı olan yobaz ve Hizbullahçıların arkasında yine emperyalist güçler vardır, Amerika Birleşik Devletleri vardır, İngiltere vardır ve bunları piyon olarak kullanmaktadırlar. Ne yazık ki Uğur Mumcu gibi çok değerli bir yazarımızı kaybettik. Uğur Mumcu’nun 5 bin 200 makalesi ve 47 kitabı vardır. Bu arada Ali Gaffar Okkan’ı aynı gün 8 yıl sonra katlettiler. Gaffar Okkan Diyarbakırspor’u kuran Diyabakırsporla sahaya çıkan Diyarbakır halkıyla özdeşleşmiş birisiydi. Gaffar Okkan’ın Emniyet Müdürlüğünde hiçbir terör olayı olmuyordu. Türkü, Kürdü, Çerkezi ile bir kardeşlik vardı. Diyarbakır’da bir sevgi vardı. Atatürk sevgisi vardı. İşte Atatürkçü olduğu için de Gaffar Okkan’ı da bitirdiler. Bir gecede 135 Hizbullah terör örgütünün adamı Fettullahçı bir savcı tarafından salındı. Ertesi gün, salınan adamlar çoktan İran’ı bulmuşlardı. İran’da Suriye’de Suriye Özgürlük Ordusunu kuranlar İBDA-C’yi kuranlar ve Cumhuriyeti katletmeye çalışanlar bu Hizbullahçılardır, yobazlardır, gericilerdir. Kurtuluş savaşından sonra 1919 ile 1950 arasında 34 tane isyan çıkmıştır Türkiye’de. Bu isyanların hep arkasında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri vardır. İşte bu Kürt dosyasını yazan ve Türkiye’deki etnik ayrılıkları anlatan çok sevdiğim saydığım ve hiçbir zaman unutamayacağım Uğur Mumcu’dur. Dolasıyla da onları unutmayacağız, unutturmayacağız, hepsini saygıyla anıyoruz” dedi.

ÜLGE: UĞUR MUMCU GİBİ İNSANLAR KOLAY YETİŞMEZ

Kemer Hakimiyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Tosun Ülge ise, 24 Ocak 1993’ün kara bir gün olarak tarihe geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

“1990’lı yıllar Türkiye’nin yine bir karanlığa gömüldüğü faili meçhul cinayetlerin yaşandığı yıllardı. 24 Ocak’ta Uğur Mumcu maalesef hain bir saldırı sonucu devrim ve basın şehidi oldu. Şimdi Uğur Mumcu gibi insanların sadece bedeni aramızdan ayrılır ama fikirleri hep yaşar. 30 yıldır her gün her 24 Ocakta konuşuyoruz ve her zaman anıyoruz. Uğur Mumcu gibi insanlar kolay yetişmez. Fikirlerinden dolayı insanın öldürülmesi de dünyada bir insanlık suçudur, yani buna terör diyorlar, ama ben insanlık suçu diyorum. Bir insan fikrinden dolayı öldürülemez. Demokrasi nasıl doğmuştur? fikirlerden doğmuştur. Ama biz kendi hakkımızda iyi konuşamayanları yok ediyoruz veyahut ta başka türlü esaret altına alıyoruz. Bu dönem dönem yaşanmıştır. Bunlar sadece bu dönem değil 90’lı yıllarda da yaşanmıştır.

TÜRKİYE İÇİN ÜZÜCÜDÜR

Uğur Mumcu iyi bir gazeteciydi, araştırmacı bir gazeteciydi, söylediğinin hep arkasında durdu. Söylediklerini hep ispatladı ve kanıtladı ama maalesef 30 yıl oldu hala katilleri bulunamadı. En son bildiğim kadarıyla bir mafya lideri Uğur Mumcu’nun katillerini açıkladı. Doğruluk payı ne kadardır bilmiyorum ama devletin bilmediğini bir mafya liderinin bilmesi Türkiye için üzücüdür.

TERÖR BİTERSE ONLAR AÇ KALIR

Ben Uğur Mumcu’yu 1991 yılında Almanya’da tanıdım. İlk defa oturup karşılıklı çay içmiştik. O zaman ‘terörsüz özgürlük’ diye bir kitabı vardı ve bu kitabın imzası için gelmişti Frankfurt’a ve ben de o yıllar Almanya’daydım. Gerçekten çok tatlı insandı. Kendisiyle 2-3 saat sohbet ettim ve onun sohbetine doyamadım. Yani Türkiye hakkında düşündüklerine doyamadım. Onun kafasında kurduğu Türkiye’yi biz rüyamızda bile göremeyiz. Sadece Uğur Mumcu değil Gaffar Okkan için de aynı şeyleri söyleyeceğim. Futbolla başladı Diyabakır’ın sevgilisi oldu. Diyarbakır’da bazı olayları bitirdi. Ama bu terörün bitmemesinin en büyük sebebi terörden beslenenlerdir. Terör biterse onlar aç kalır. Onun için bu işi bitirmek için uğraşanlar hep maalesef karanlık güçler tarafından öldürüldü. Uğur Mumcu’yu bir kez daha saygıyla minnetle anıyoruz.”

BAŞKAYA: FİKİRLERİYLE HALA HAYATTA ARAMIZDALAR

Akdeniz Gerçek Gazetesi İmtiyaz Sahibi Songül Başkaya da, “23 yıldır aralıksız sürdürdüğüm mesleğimi büyük bir şevkle yapıyorum. Böyle bir günde bir gazeteci olarak ustaları devrim şehitlerini yat etmek büyük bir onur ve gurur olmakla birlikte şuan kalbimi sızlatıyor gerçekten. Çünkü Ankara İletişim de okurken 21 Ekim 1990 günüydü annem ve babam Antalya’dan gelmişti. Evde kahvaltı sofrası kurulmuş televizyonda da haberler izleniyordu ve o sırada benim dersim için hazırlanan ve evinden çıkan çok değerli gazeteci devlet insanı eski Kültür ve Turizm Bakanı öğretim üyesi Ahmet Taner Kışlalı evinin önünde hain bir suikastla aramızdan ayrılmıştı. Ben o güne kadar aslında gazeteci olmaya da karar vermemiştim. Halkla ilişkiler ve tanıtım okuyordum. Her gün tehdit almasına rağmen yine tarikat, cemaat ve ülkenin içinde bulunduğu karanlık yapıya karşı bir duruş sergiliyordu. Tehditlere rağmen hiçbir koruma istemeden kendi hayatına devam ediyordu. Ne Uğur Mumcu, ne Ahmet Taner Kışlalı, ne Bahriye Üçok, ne de diğer devrim şehitlerimiz aslında ölmedi, fikirleriyle hala hayatta aramızdalar ama maalesef fiziken yanımızda değiller artık. Uğur Mumcu’yu da tanımak kısmet olmasa da onun izinde onun yazılarıyla büyümüş bir kardeşinizim. Gazeteci olarak da araştırmacı gazeteciliği kendime şiar edindim. Yani bilgisiz belgesiz bir gazeteciliği tercih etmedim. Oda öyleydi ama o çok daha derin bilgilerle ve deneyimlerle güzel bir üstattı. 30 yıl geçti hala onu konuşuyoruz. Sayamacağımız bir sürü gazeteci ve devrimci şehitlerimizi katledildiler.

DEMOKRASİNİN OLMADIĞI YERDE HİÇBİR ŞEYDEN BAHSEDEMEYİZ

Aslında hala katliamlar devam ediyor. 90’lı yıllar kadar görünür olmasa da görünmeyen bir katliam. Basın İlan Kurumu ve RTÜK tarafından gazeteciler baskı altında. Türkiye gazeteci cezaevine dönmüş durumda. Kara bir tablomuz var. Ben hiçbir ülkede bu kadar yoğun bir gazetecilerin tutuklandığını dava altında olduğunu görmedim. Hatta gazetecileri bırakın vatandaş olarak belki içinizde Cumhurbaşkanına hakaretten çok sayıda savcılıkta suç duyurusu olan davası olan arkadaşlarımız var. Demokrasinin olmadığı yerde hiçbir şeyden bahsedemeyiz. Basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün olmadığı yerde hiçbir şeyden bahsedemeyiz. Bugün ülkemizdeki yaşadığımız tablo bu ve buda bir katliamdır. Düşünemiyoruz, konuşamıyoruz ve tartışamıyoruz. Sosyal mecralar bile artık izleniyor, takip ediliyor. Sade vatandaş gazeteci olmasına gerek yok emekli bir vatandaşımız yazdığı paylaşımdan ya da paylaştığı haberlerden dolayı ceza alabiliyor.

YAZILI MEDYA BİTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Bugün yine biz gazeteciler olarak da bir tehdit altındayız. Bence yazılı medya bitirilmeye çalışılıyor. Çünkü bugün aldığımız resmi ilan bizim gider ve personel maaşlarını bile karşılamaya yetmezken, Basın İlan Kurumu internet medyasına geçiş sürecinden dolayı bir düzenleme yapacak. Tamam zaten internet medyalarımızda var ama, internet medyası kontrol edilebilir bir alan. Sosyal ağlarda öyle. Ülkede ne zaman karanlık bir olay ve yakıcı bir gündem olsa sosyal medyalarımıza giremiyoruz. Ben size nasıl haber ulaştıracağım? ama yazılı basında bunu engelleyemiyorlar. Ben haberlerimi toparlıyorum, yapıyorum, basıyorum ve ertesi gün alıp okunduğu gibi arşiv için kesip koyulabiliyor. Gazeteyi kesip saklayabiliriz ama ben internetteki köşemiz için garanti veremiyorum. Kendi köşelerim de kayboluyor. Kim onları yok ediyor? kim siliyor? kim engelliyor? kendi gazetemde ki yazıma ulaşamıyorum ve bizi bu alana zorunlu tutarak sürüklemeye çalışıyorlar.

MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ

Antalya’da bir internet sitesinin resmi ilan alabilmesi için şu an öğrendiğimiz bilgilere göre 8 tane personel çalıştırmak zorunda. Bunun yükü çok ağır ve çok da mümkün değil. Asgari ücret seviyesinde bir ücret verseniz bile ki bir gazeteci fikir işçisinin maaşı onun üzerinde olması lazım maalesef altından kalkamayız. Sadece o değil günlük 30 bin tıklama. Bakın günlük 30 bin tekil kullanıcı ancak hile ile olur, ancak sahtekarlıkla olur ve bunu da yapmamız mümkün değil. Yani bize diyorlar ki yazmayın çizmeyin gazetecilik yapmayın. Biz ancak ne yaparsak o günlük 30 bin tıklamayı alırız? TİKTOK’taki gibi videolar atmamız lazım. Show TV, ATV gibi haberler yapmamız lazım. Videolar paylaşmamız lazım. Biz bunu istemiyoruz. Biz direniyoruz. Çarşamba ve perşembe günü de yine Basın İlan Kurumu’nun Anadolu Basın Temsilciliği seçimleri için Ankara’da olacağız ve orada da parlamentoya giderek milletvekillerimize de bunları tekrar aktaracağız. Biz insan haklarının ve demokrasinin gereği olan fikir özgürlüğü için, basın özgürlüğü için, haber alma özgürlüğü için mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

UĞUR MUMCU’NUN İSMİNİN PARKA VERİLMESİNİ İSTEDİ

Konuşmaların ardından CHP Kemer İlçe Başkanı Hüsnü Ünal, anma programına katılan CHP’li meclis üyelerinden Kemer’de bulunan bir parka Uğur Mumcu’nun isminin verilmesi ve heykelinin yapılması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep etti.

AdminAdmin