-Ele güne karşı nedir bu yavv!
Siyaset böyle çirkin dil ve böyle çirkin söylemle yapılmaz!
Bu kadar hırs, öfke ve kin barındırmanın anlamı siyaset olamaz!
Hele hele Kemer’de bu saatten sonra hiç olamaz, yer de bulamaz!
Vayy vayy! Bu günleri de mi görecektik!
-Hayırdır Ali amca kendi kendine kime söylenip durursun?
Kime söylendiğimi çok iyi bilirsin!
Utanma arlanma kalmamış bunda gari!
-Dur hele bi sana göstereceklerim var Ali amca!
Valla endeni ne görüp ne de duyasım var! Göstermene gerek yok zaten oğlum, ende kendini şuursuzca bilmez bi şekilde tüm ahaliye gösterip duru… Kendinden iyi bir şey duyup gördüğümüz yok, merak etme geçtiği partinin isminden de cisminden de buna bir şey bulaşmaz…
-Şimdi bana da kızarsın gari! Ona bu seçimlerde yanaşıverdim diye!
Bak oğlum nerdeyse sizler bizim elimizde büyüdünüz, sende biliyorsun endenle de yabancı değiliz birbirimiz…
Ende acaba;
Kimin yarasını kime kaşıttırmaya çalışıyor!
Kimin doğrusunu kime yanlış olarak göstermeye çabalıyor!
Kimin ahlakını kime ahlaksızlaştırma işinde!
Kimin helalını kime haramlaştırma gayretinde!
Hele hele ağzını açar açmaz hiç durmadan ince işler konusuyla birilerine laf-çamur atma cüretine soyunuyor ya tam işte o an koca Kemer diyor ki; Aynaya dön de bir bakıver kendine yavv…
Enden de tabi aynaya bakacak yüz kaldı mı?
Sırf endenin yüzünden konuşmalarından saçtığı çirkinliklerden dolayı ne adını ne yüzünü ne sesini duymayayım görmeyeyim amcam.
Nerde görülmüş böyle bi siyaset şekli şemali?
Ağzından zehirli çamur fışkırıyor!
Öfke desen hat safhada!
Eee amcam bide düşünüveriyorum, şimdiki yapılan hizmetleri koca Kemer halkı görüp duru, bilip duru, yaşayıp duru.
Endenin öfkelenmesine, kin kusmasına, hazmedememesine bu yapılan hizmetler meyil verdiriyor demek ki, o anlaşılıyor amcam…
Zamanında koca 10 yılda sende yapaydın ya, elinden alan mı vardı? Yapma diyen mi oldu? Bi çivide sen çakaydın çakma mı dediler? Kemer halkı endenin zamanında görmediği hizmeti şimdi görüp duru…
Nasıl mı görüp duru?
Zamanında kendi çocuğunu makam aracıyla her gün Antalya’ya en iyi eğitim alsın, kurslar alsın diye yollayıp dururken, koca Kemer’in çocuklarının hakkı değil miydi iyi eğitim kurslar almak? Kendi çocuğuyla Kemerlilerin çocuğunu bir tutaydı, bir düşüneydi niye ayrımda bulundu.
Tek onun çocuğu en iyi eğitimleri kursları alsın tabi, her gün belediyeye ait özel şoförlü makam arabasıyla götürülsün getirilsin, Kemerlilerin çocukları iyi eğitim kurslar almasın…
Koca Kemer gördü göreceğini zamanında oğlum…
Hadi bunu da inkar etsin edebiliyorsa herkes bilip duru!
Özel makam aracı deyince aklıma geldi zamanında eşine kullanması için üzerine tahsis edilen belediyeye ait arabanın trafik cezalarını kim ödedi acaba?
Yanına gidince bi sor bakalım sana ne deyip ne uyduracak!
-Aman Ali amca sende eski defterleri ne kurcalayıp duruyorsun ki!
-Bak oğlum madem endenin yanına yanaşıvermişsin destek olmaya çalışıyorsun birkaç bir şey deyivereyim sana;
Gençsin evlatların eşin ailen var, orda burada sana yalan yanlış sözler yazılar yaz diyenler, söz söyle, küfür eyle diyenler olur aman ha aklını terk etme, tetikçilik yaptırmaya kalkarlar aman oğlum çocuklarını aileni düşün.
Endenin kendi oğlu eşi çocukları varken savunuculuk yapma işi seni bulmasın, sana düşmesin. Akıllı deliye söyletirmiş aman ha! İpsizlerden koru kendini…
Hz. Mevlana’nın bir sözü “Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa, kıyıya o vurur.”
11. yüzyılda yazılan ilk Türkçe siyasetname olan Kutadgu Bilig’de devleti yöneten beylere,
“Esenlik dilersen, eğer kendine, Kötü söz söyleme, yön ver diline” tavsiyesi var.
