TURİZM
Giriş Tarihi : 13-11-2023 19:05

Sürdürülebilir Turizm Sertifikasında “Ruhsat yenileme yolu artık kapandı”

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 2023 yılı Antalya Turizm Sezon Sonu Değerlendirme Toplantısı Kemer’de turizmcilerin katılımıyla gerçekleştirildi. İhracat vergisi, altyapıya ilişkin talepler, turizm fuarı, günübirlik kiralık evler ve istihdam konularının görüşüldüğü toplantıda konuşan ATSO Başkanı Ali Bahar, “2024 yılından başlamak üzere turizmde acil eylem planı oluşturmalıyız. Bizim için en büyük hedef; Antalya'yı dünyada en çok tercih edilen destinasyonlardan biri olmaktan çıkartıp en iyisi haline getirmektir” dedi. İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı İlknur Selçuk Köker de Sürdürülebilir Turizm Sertifikasında bakanlık belgeli tesislerde yüzde 66,5’e ulaştıkları belirterek, “Ancak ne yazık ki basit konaklamalı tesislerimizde bu oran yüzde 26,75’te kaldı. Yani belgelendirdiğimiz basit konaklamalı tesislerde daha yüzde 26’sı sürdürülebilir belgesi aldı” dedi. Sürdürülebilir Turizm Sertifikasını almak için belirlenen sürenin 31 Aralık 2023 tarihinde sona ereceğini hatırlatan Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Kontrolörler Kurulu Başkanlığı Baş Kontrolör Murat Özdemir ise, 6 aylık sürelere dikkat etmenin önemine dikkat çekerek, “Aksi durumda Bakanlığımız ilgili idareye ruhsat iptali yönünde yazışma yapacak. Bu durumda tesise ait işyeri açma çalışması ruhsatının iptali istenilecek. Bu süreçte Sürdürülebilir Turizm İşletmesi Belgesi almak durumunda kalacaksınız. Çünkü ruhsat yenileme yolu artık kapandı. Daha önce ruhsatlar yenileniyordu ve bir şekilde bunun çözümü oluyordu. Artık ruhsat yenilemek için bakanlığımızdan uygunluk yazısı alınması gerekiyor” diye konuştu.

Sürdürülebilir Turizm Sertifikasında “Ruhsat yenileme yolu artık kapandı”

Şüheda PARTAL

ATSO 2023 yılı Antalya Turizm Sezon Sonu Değerlendirme Toplantısı Kemer’de turizmcilerin katılımıyla gerçekleştirildi. ATSO 36. Grup Oteller ve Benzer Konaklama Yerleri Meslek Komitesi öncülüğünde gerçekleştirilen ve Kemer bölgesinde turizm alanında faaliyet gösteren sektör paydaşlarıyla bir araya geldiği toplantı ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Hacısüleyman’ın moderatörlüğünde, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı İlknur Selçuk Köker, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Kontrolörler Kurulu Başkanlığı Baş Kontrolör Murat Özdemir ve ATSO Başkanı Ali Bahar’ın katılımıyla yapıldı. İhracat vergisi, altyapıya ilişkin talepler, turizm fuarı, günübirlik kiralık evler ve istihdam konularının görüşüldüğü toplantıda, Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı Dinçer Sarıkaya, Kemer Tanıtım Vakfı (KETAV) Başkanı Volkan Yorulmaz, Kemer Turizmci ve İş İnsanları Derneği (KEMİAD) Başkanı Rıza Sönmez, ATSO Meclis Üyeleri Ayhan Yıldırım, Emir Gündal, Ziya Özden Tezgel, Cafer Yüce, 46. Grup Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Emrah Yavuz, 36. Grup Komite Başkanı Hasan Yetkil, Komite Başkan Yardımcısı Funda Gökgöl, Komite Üyesi Murat Şahin, ATSO Kemer Temsilcisi Mehmet Çokseyrek ve sektör temsilcileri yer aldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ve turizm sektörünün mevcut durumunu, bu yıl elde ettiği başarıları, yaşadığı güçlükleri bütün yönleriyle hep birlikte ele alacaklarını kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “Turizm sektörü çok hızlı bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Bizler de hizmet ihracatçısı olarak, rekabetin çok fazla yaşandığı turizm sektöründe, şehrimize gelen misafirlerimize daha iyi deneyim sunmak için, öncelikle bu başlıklarda değişim ve dönüşümü sağlamamızın gerektiği hepimizin malumudur” dedi.

ANTALYA EN İYİSİ HALİNE GELMELİ

2024 yılından başlamak üzere acil eylem planı oluşturulması gerektiğine dikkati çeken Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Yapılması gereken çok şey var ancak bizim için en büyük hedef; Antalya'yı dünyada en çok tercih edilen destinasyonlardan biri olmaktan çıkartıp en iyisi haline getirmektir. Yeni ve yenilikçi turizm ürünlerini geliştirmek ve çeşitlendirmek için; AR-GE çalışmalarını desteklemeli, turizm sektörüne yapılan yatırımları artırmalı, turizmi çeşitlendirmeli ve 12 aya yaymak içim projeler üretmekle başlamalıyız. Şehrimizin altyapısını güçlendirmek, personel eğitimine, nitelikli personel yetiştirmeye ve kalite standartlarına daha fazla önem vermek, çevreye olan duyarlılığı artırmak ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını yaygınlaştırmak, Antalya’mıza özgü akıllı turizm uygulamaları ve sürdürülebilir çevre politikaları için paydaşlarla birlikte yeni bir teşvik yasası için politika üretmek, şehrimizdeki dijital deneyim müzesi ve etkinliklerinin sayısını artırmak, öncelikle ele almamız gereken konuların başında yer almakta.”

TURİST SAYISI VE GELİRİ ORANTILI DEĞİL

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu verilerine göre, 2022 yılında, Seyahat ve Turizm sektörünün küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya katkısı 1 trilyon doların üzerinde olduğuna işaret eden Bahar, “Küresel çapta yarattığı yeni istihdam ise 22 milyondur. Türkiye’nin ise bu pazardan aldığı pay 50 milyar dolar civarındadır. 2022 yılında ülkemiz dünyada en çok turist ağırlayan 4’üncü ülke durumunda iken, Türkiye kişi başı turist geliri ortalamasında 7'nci sıradadır. Her ne kadar dünyada en fazla misafir ağırlayan ilk 5’de, turizm gelirleri sıralamasında ilk 10’da olsak da, bu rakam ülke olarak ağırladığımız turist sayısı ile orantılı bir gelir değildir maalesef. İlk 10 ay itibari ile kentimize gelen turist sayısı 15 milyonu aşmıştır. Bu sayı pandemi öncesindeki rekor yıl olan 2019 yılının dahi üzerindedir” diye konuştu.

KAYIT DIŞI KONUSUNDA ADIM ATILDI

Günübirlik kiralamada yaşanan kayıt dışı sorunu konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın attığı adımın önemini dile getiren Bahar, “Turist sayısı ile orantılı bir gelir olmamasının en önemli nedenlerinden biri kayıt dışı sorunu. Günü birlik kiralama yapılmasının, konaklama sektöründe ‘kayıt dışı’ ekonominin oluşmasına neden olduğunu her fırsatta dile getirdik. Konuyu Sayın Kültür ve Turizm Bakanımıza yaptığımız ziyarette bizzat kendisine de ilettik. Kendisinden de bir düzenleme olacağının sinyallerini almıştık. Geçtiğimiz hafta ‘Konutların turizm amaçlı kiralanmasına ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun’ Resmi Gazetede yayımlanarak yasalaşmış oldu. Hep birlikte ses yükselttiğimiz ve dile getirdiğimiz bir sorunun çözümüne yönelik bir adım atılması, bizleri çok mutlu etti” dedi.

TURİZMİN İLKELERİNİN DOĞRU BELİRLENMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Antalya’nın turizm geliriyle şekillenen bir kent olduğunu belirten Bahar sözlerini şöyle sürdürdü; “Turizmin şekillendirdiği bir kentin ve ekonomik olarak turizme bu kadar bağımlı bir kentin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Antalya’nın uzun vadeli turizm vizyonunun ilkelerinin doğru bir şekilde belirlenmesini istiyor ve buna katkıda bulunmak için de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz yalnızca Antalya’nın değil, Türkiye turizminin tamamına yön verebilecek bir kentin insanlarıyız, bu kentin de en büyük kurumuyuz. Bu nedenle hepimize çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Biz Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak 61 bin üye sayısını geçmiş bulunmaktayız. Günde ortalama 40-50 yeni üye kuruluşu gerçekleştiriyoruz. 49 meslek grubunun tamamı turizm ile ilgili sektörler olmasa da, doğrudan sektöre hizmet eden oteller, konaklama tesisleri, restoran ve eğlence hizmetleri, seyahat acentesi gruplarındaki üye sayımız 7 bin 250’ye ulaşmış durumdadır. Yani bu 3 meslek gurubumuzdaki üye sayımız, birçok ildeki toplam üye sayısından bile oldukça fazladır. İşte biz böyle bir gücü arkamıza almış bir kurumuz. Dolayısıyla her şeyi başarabilecek güce de sahibiz.”

BAKANLIKLARIMIZIN ÇALIŞMALARI ÇOK ÖNEMLİ

Resort turizmin başkenti Antalya’da bakanlıklar tarafından hayata geçirilen projeleri önemsediklerini dile getiren Başkan Bahar, “Ulaştırma Bakanlığımızın gerçekleştirdiği proje ile Antalya havalimanı genişletme çalışması büyük bir hızla devam etmektedir. Bir diğer projesi, Antalya-Alanya arası güzergâhında güvenli ve hızlı otoyol projesidir. Proje tamamlandığında turizm, ticaret ve tarım sektörüne hizmet edecektir. Otoyolun hayata geçmesi ile özellikle şehir içi trafiğinde yaşanan trafik yoğunluğuna ve bu yoğunluğa bağlı gürültü, çevre kirliliği ve emisyon salınımı en aza inecektir. Hemşehrimiz Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy, geçtiğimiz günlerde Kemer-Çamyuva Atıksu Arıtma tesisindeki çalışmalar inceledi ve Mart ayında açılacağını, gelecek 50 yıl boyunca Kemer bölgesinin büyüme planları da dahil arıtma altyapısı ihtiyaçlarını karşılayacağını belirtti. Bakanlığımızın, Turizmi 12 aya yaymak, düşük sezonu yüksek haline getirmek ve nitelikli turisti şehrimize çekmek için, ülkemizdeki kazı çalışmalarını ve mevcut kazılarında bütçelerini artırmışlardır. Kazılara ivme ve süreklilik kazandırmak amacıyla da, kazı süreleri 12 aya çıkarılmıştır. Müzelerin dijital platformlara aktarılması ile misafirlerimiz; zamanda geçmişe yolculuk sağlayarak gündelik hayatı, ticareti, sanatı ve mimariyi tekrar yaşayacaklalardır” diye konuştu.

SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ATSO TARAFINDAN İLGİLİ MERCİLERE ULAŞTIRILACAK

Başkan Ali Bahar, ATSO 36. Grup Oteller ve Benzer Konaklama Yerleri Meslek Komitesi öncülüğünde gerçekleştirilen toplantının, turizm sektörü paydaşlarının var olan sorunlarını dile getirmesi bakımından ne kadar gerekli bir toplantı olduğunu görmekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. En büyük meslek kuruluşlarından biri olan ATSO tarafından bu toplantıda dile getirilen ve turizm sektörünü ilgilendiren tüm sorunların hem Kültür ve Turizm Bakanlığına hem de ilgili mercilere ulaştırılacağını dile getiren Başkan Bahar, “Sektörde faaliyet gösteren tüm paydaşlarımız karşılaştıkları sıkıntılarla ilgili ATSO’yu her zaman arayabilirler, bizler de ilgili meslek komitelerimizle sorunlarının çözümüne yönelik girişimlerde bulunacağız” dedi.

KAYMAKAM SOLMAZ: KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜN BİRLİKTE HAREKET ETME BİLİNCİ ARTTIRILMALI

Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz ise, kamu ve özel sektörün birlikte hareket etme bilincinin arttırılması gerektiğine işaret etti. Önceki yıllarda “kamu desteğiyle” ifadesinin çok kullanıldığına dikkat çeken Solmaz, “Tabii çağ değiştikçe, teknoloji geliştikçe kamunun bu değişime verdiği tepki maalesef geride kalıyor. Özel sektör içerisindeki yatırımcıların gelişmelere karşı verdiği refleksler çok daha hızlı olduğu için bazı durumlarda tabiri çok hoş olmasa da kamunun ayak bağı olduğu durumlar bile ortaya çıkabiliyor. Bir idareci olarak maalesef bir öz eleştiriyle bunu ifade etmek isterim. Ama son dönemde özellikle kamudaki, hükümetimizin belki attığı adımlarda bunda çok etkili olduğu kanaatindeyim. Bizlere görev veren büyüklerimizin de bizden özellikle istedikleri konu bu. Yani gittiğiniz bölgelerde çalıştığınız insanlarla hukuki ve adalet hususunu da kaybetmeden onların bulunduğu hizmet sektörünü geliştirme hususunda destek olunması” dedi.

HUKUK VE ADALET HİZMET SEKTÖRÜNÜN EN TEMEL DEMİRLERİ

Ticaretin kültürel tanıtımla birleştirildiği zaman çok daha anlamlı hale geldiğini ifade eden Kaymakam Solmaz, “Kemer başta olmak üzere Antalya'nın gelişimindeki hızı, dünyanın iletişim hızı dedikleri kadar var. Kemer’i Antalya’yı güzelleştiren insanlarsınız. Doğal güzellik Allah vergisi o konuda zaten kimsenin ekstra yaptığı bir şey yok ama bu güzellikleri ulusal ve uluslararası boyutta tanıtan sizlersiniz. Tabii ki ticari olarak var olması gereken husus bu. Bunu kimse yadırgayamaz ama, ticaretin kültürel tanıtımla birleştirildiği zaman çok daha anlamlı hale geliyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de maalesef gayri resmi, hukuk dışı ve haksız rekabete mahal verecek ölçüde faaliyet içinde olanlarla karşılaşıyoruz. Bu hizmet sektörünün en dezavantajlı noktası hukuk ile adalet ve bu hizmet sektörünün tabiri caizse en temel demirleri. Bu noktada şahsım olarak Kemer’deki tüm yatırımcıları, tüm işletmecileri elimden geldiğince desteklemeye gayret göstereceğim” diye konuştu.

İLKNUR SELÇUK KÖKER: ANTALYA 650 BİNE YAKIN YATAK KAPASİTESİNE SAHİP

İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı İlknur Selçuk Köker de konuşmasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerini paylaştı. 1980’li yıllarda Antalya’ya 4 bin misafir gelirken şimdilerde ise 16 milyonun aşıldığını söyleyen Köker, gelen turist sayısında başarılı geçen 2019 yılı rakamlarını da geçtiklerini ifade ederek, bu sayılara ulaşılmasında konaklama tesislerinin önemine dikkat çekti. Antalya'nın Kaş’tan Gazipaşa'ya kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli 498 bin yatak kapasiteli 894 tesis, yatırım belgeli de 35 bin yatak kapasiteli 85 tesis olduğuna dikkat çeken Köker, basit konaklama tesislerinin de eklediği zaman Antalya’nın 650 bine yakın yatak kapasitesine sahip olduğunu söyledi.

2 BİN 240 A GRUBU, 2 BİN 248 B GURUBU SEYAHAT ACENTASI VAR

Konuşmasında Antalya genelindeki seyahat acentası ve tekne verilerini katılımcılarla paylaşan Köker, Kaş’dan Gazipaşa’ya kadar bakanlık belgeli bin 600 merkez olmak üzere 550 şube ile yaklaşık 2 bin 240 A grubu Seyahat Acentası olduğunu söyledi. B grubun ise bin 694 merkez, 554 şube olmak üzere Antalya genelinde 2 bin 248 seyahat acentası ofisi olduğunu belirten Köker, yine Antalya genelinde 878 firmanın 45 bin 719 yolcu kapasiteli 1001 günü birlik tekne, bin 635 yatak kapasiteli de 171 yatı olduğunu söyledi.

BASİT KONAKLAMALI TESİSLERİN YÜZDE 26’SI BELGE ALDI

Geçmiş yıllarda deniz, kum, güneş diye anılan Antalya turizminin artık alternatif turizm ve alternatif pazarla yürütüldüğünü belirten Köker, “Alternatif turizmde çok güzel bir örnek var. Yıllar önce sazlık ve bataklık olan Belek bölgesi artık dünyanın en gözde golf merkezlerinden birisi. Turizmi on iki aya yaymak için başlatılmış ve artık sadece gündüzleri değil geceleri bile golf oynanan 2008 yılında da Avrupa’nın en iyi golf destinasyonu seçilen bir bölge. Golf ile başladı, sporla devam etti. Bu şehir G-20’ye ev sahipliği yapmış ve yüzünün akıyla çıkmış bir şehir. Çok büyük toplantılar, çok büyük etkinlikler yapan bir şehir. Kış aylarında kongre turizminin artması özellikle Lara, Manavgat ve kısmen Kemer, kongre turizmi anlamında da ciddi doluluklar yaşıyor. Bütün konaklama tesislerine 31 Aralık 2023 yani bu yılın sonuna kadar Sürdürülebilir Turizm Sertifikası alma zorunluluğu getirildi. Bu işletme belgelerinden birinci aşama bakanlık belgeli tesislerde yüzde 66,5’e ulaştık. Ancak ne yazık ki basit konaklamalı tesislerimizde bu oran yüzde 26,75’te kaldı. Yani belgelendirdiğimiz basit konaklamalı tesislerde daha yüzde 26’sı sürdürülebilir belgesi aldı ki 31 Aralık’ta bunun süresi doluyor” dedi.

ÖZDEMİR: BAŞVURULAR DEĞERLENDİRİLMEDEN REDDEDİLMEKTEDİR

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Kontrolörler Kurulu Başkanlığı Baş Kontrolör Murat Özdemir ise, Sürdürülebilir Turizm programı kapsamında sertifikalandırılma süreci ve sertifika almanın zorunluluğu ile konutların turizm amaçlı kiraya verilmesine ilişkin bilgilendirmede bulundu.

Sürdürülebilir Turizm Sertifikasını almak için belirlenen sürenin 31 Aralık 2023 tarihinde sona ereceğini hatırlatan Özdemir, “Bu sürenin sonunda neler yapılacak? Turizm sektöründe faaliyet göstermek için Turizm Teşvik Kanunun beşinci maddesinde bakanlıktan belge alma artık zorunlu tutuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgesi bulunmayan işletmelerin konaklama faaliyetlerine son verilmesi ile ilgili düzenlemeler beşinci maddede çok açık. Bu süreçte bu sertifikaların alınmaması ve Bakanlığa ibraz edilmemesi halinde başvurular değerlendirilmeden reddedilmektedir. Yani iş yeri açma çalışma ruhsatını aldıktan sonra 6 ay içerisinde Bakanlıktan belge alma zorunluluğunuz o anda doğmuş oluyor. Pansiyonlar, apart oteller, bir, iki, üç yıldızlı oteller için birinci aşama, 4-5 yıldızlı oteller, tatil köyleri, özel konaklama tesisleri ve butik oteller içinde üçüncü aşama Sürdürülebilir Turizm Belgesinin Bakanlığa ibrazı zorunlu” dedi.

RUHSAT YENİLEME YOLU ARTIK KAPANDI

6 aylık sürelere dikkat etmenin önem arz ettiğini ifade eden Özdemir, “Aksi durumda Bakanlığımız ilgili idareye ruhsat iptali yönünde yazışma yapacak ve denecek ki; ‘işletme 6 aylık süre içinde Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alamadı.’ Bu durumda tesise ait işyeri açma çalışması ruhsatının iptali istenilecek. Tabii bu süreçte siz yine Sürdürülebilir Turizm işletmesi belgesi almak durumunda kalacaksınız. Çünkü ruhsat yenileme yolu artık kapandı. Daha önce ruhsatlar yenileniyordu ve bir şekilde bunun çözümü oluyordu. Artık ruhsat yenilemek için bakanlığımızdan uygunluk yazısı alınması gerekiyor. Bu da tesisin 2634 sayılı kanun ve turizm tesislerine ilişkin yönetmeliğe uygun olduğunu, ön bir denetim tespitiyle yürütülecek bir süreçtir ve o süreçte de zaten belgelendirme ile ilgili evrakların yine temini gerekeceği için siz ruhsat yenilemeden önce de sürdürülebilir turizm sertifikası almak durumunda kalacaksınız” diye konuştu.

SÜREÇ DAHA DA İLERLEYECEK

Sektörde, Sürdürülebilir Turizm Sertifikası uygulamasına son verilebilir gibi düşünceler olduğuna değinen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Tabi bu konu idari bir konu değil ancak, ülke olarak en büyük rakiplerimizden Yunanistan ve İspanya bu süreci çok kararlı bir şekilde uyguluyor. O açıdan bu süreçten geri dönülmeyecek. Biz burada alan kaybetmemeliyiz. 2025 yılında zaten süreç daha da ilerleyecek. 2025 yılı sonuna kadar birinci aşama belgesi, ikinci aşama belgesi almak zorunda kalacaklar. Sektör birinci aşamadan 2025 yılı sonuna kadar ikinci aşamaya, daha sonra da 2030’a kadar pansiyonlarda dahil üçüncü aşama belgesini almak durumunda kalacak. Bir de ceza maddelerimiz var. Sürdürülebilir çizim sertifikası ile ilgili önce para cezası ile başlıyoruz. Bu para cezasına müteakip belge iptali cezası ve sonrasında bu belgenin alınmaması durumunda da işyeri açma çalışma ruhsatının yenilenmemesine gidiyor. Yani işletmenin artık bu faaliyet konusunu bırakması noktasına kadar bir düzenleme mevcut.”

GERİ DÖNÜŞLER OLDUKÇA OLUMSUZ

Konutların gerçek ve tüzel kişilere turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiğini anlatan Özdemir, “Kanunla konutlar gerçek ve tüzel kişilere kiralanabilecek. Ayrıca Kanun, konutların turizm amaçlı kiralanmasına ilişkin genel esaslara, izin belgesi düzenlenmesine, idari yaptırımlara tabi olacağı mevzuata ilişkin hükümleri kapsar. Tek seferde 100 günden fazla süreli yapılan kiralamalar bu kanun kapsamı dışındadır. Yani siz birden fazla seferde 100 günü aşabiliyorsunuz. Aslında burada bir kayıt dışılık var. Niteliksiz yapıların turizm amaçlı kullanılması sebebiyle ülke turizminin de zarar görmesi var. Bu biraz destinasyon imajıyla ilgili bir konu. Buradan geri dönüşler oldukça olumsuz. Siz acentalara mahkum olacaksınız, fiyatlarınızı acentaları belirleyecek ve bu memnuniyetsizlikler ülke imajını zedelediği için Bakanlık artık bu işe el attı. Yani buradaki süreçte bu bir işletme modeli olarak kurguladığımızda 5 ve 5’ten fazla. 5 sayısına kadar işyeri açma çalışma ruhsatı olmadan bu konutlar kiralanabilecek. 5 konutu açtığınız zaman ise artık ruhsat alacaksınız. Aynı binada bununla birlikte bir de nitelikli konut diye bir tanımımız var. Bizim nitelikli konutlarda aslında rezidanslar. Bunlar da ekonomiye bu şekilde kazandırılmış olacak. Turizm sektörüne kazandırılmış olacak. Yani baktığınızda bu otelden farklı değil” dedi.

HER BİR KONUT İÇİN ÇOK AĞIR İDARİ PARA CEZALARI VAR

Konutların gerçek veya tüzel kişilere en fazla 100 gün süreyle kiralamaya verilmesi için turizm izin belgesi olması gerektiğine işaret eden Özdemir, “Turizm amaçlı izin belgesi aslında malike veriliyor. Kat maliki ya da bir irtifak hakkı sahibine bu izin verilebiliyor. Konutu kiralayan ikinci kiralama yapamıyor. Bu yasak çünkü burada bir de cezalar ve uyması gereken yükümlülükler var. Burada idari para cezaları ağır. Bugün için izin almadan yapılan faaliyetler ilk seferde 100 bin TL. İkinci tekrarda ise 500 bin ve 1 milyon TL’ye kadar her bir konut için para cezası var. Ama dikkat edelim burada her bir konut için 1 milyon TL diyor. Yani 10 tane konut tespit ettiniz bu 10 milyon TL demektir. Bu her bir konut için aslında çok ağır para cezası. Ayrıca günlük kiralamalar için önemli bir konu da ikinci kiralamalar. Konutu kiralayan tekrar kiralayabilecek mi? kanun bunu cezayla engellemiş. Kiralamaları para cezasına tabi tutmuş, ancak ikinci kiralamaları acente kanalı ile yapabiliyorsunuz. Yani izin sahibi kiralamalarını A grubu seyahat acentesi ve işletme belgesi bulunan firmalar vasıtasıyla da işletebilecek. Ancak Kimlik Bildirme Kanunu kapsamında burada sorumlu yine izin belgesi sahibi olacak. Kanun bu şekilde öngörmüş, yani acentayı burada sorumlu tutmuyor” diye konuştu.

KAT MALİKLERİNİN OY BİRLİĞİ İLE MUVAFAKATİ ALINMALI

Önemli bir konunun da nitelikli konutların yönetim planları kapsamında bir turizm tesisine çevrilmesi olduğuna değinen Özdemir, “Aslında bir konut tapuya şerh edilen yönetim planı ile birlikte satın alınıyor. İşte bu kanun kapsamındaki şerhler o konutun bir turizm işletmesine dönebileceği anlamına geliyor. Diyelim 2 blok var, bloklardan birisi konut, diğeri de işletme ve iş yeri açma çalışma ruhsatı alıyor. Ticari kazanca tabi veyahut orada sizin normal sistemde oy birliği aranıyor. Yani kat sizin turizm amaçlı kiralama yapabilmeniz için kat maliklerinin oy birliği ile muvafakatini almanız lazım. Muvafakatle birlikte başvuru yapılırken rezidanslarda böyle bir oy birliğine gerek olmaksızın tapudaki şerh sebebiyle almış olacağınız konutun bir kısmı da fiilen otel olmuş olabilir” dedi.

AdminAdmin