SİYASET
Giriş Tarihi : 20-02-2023 00:05

İl Başkanı Karacan’dan Kemer’de depremzedelere ziyaret

İYİ Parti Antalya İl Başkanı Vahdet Afşin Karacan, İlçe Başkanı Hüseyin Çelik, İl ve İlçe Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Kemer’de otellerde konaklayan depremzede vatandaşları ziyaret etti. Depremzede vatandaşların sorun ve taleplerini dinleyen Karacan, gazetemizi de ziyaret ederek, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İl kongresinin ardından deprem felaketi ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden İl Başkanı Karacan, “Bu yaraların hepsini sarılacaktır. Buna inancımız tam. Biz olaya bir siyasi parti mantığıyla bakmıyoruz. Buraya misafirlerimiz geldi ve biz şuanda onların rahatını nasıl sağlarız? Bu rahatı sağlarken ihtiyaçları nelerdir? Onları düşünüyoruz. Bu insanlar yarın otellerdeki durumlarının ne olacağını merak ediyorlar. Yani 10 gün sonra 15 gün sonra acaba biz ne olacağız? Burada kalacak mıyız, gidecek miyiz? Çünkü geri dönmek istiyor insanlar ve bir kısım gelenlerde kalmak istiyorlar. Yani insanlar bu korkuyla yaşamak istemiyorlar. Birçok çözülmesi gereken problem var. Birçok otelcimiz sağ olsun güçleri ölçüsünde otellerini açtılar. Fakat otelcilerin de sorunlarını dinlemek lazım ve biz bunları da dinliyoruz çünkü, onların da yeni sorunları oluşuyor. Daha önceden satmış oldukları odalar var. Bu insanları kabul ettiler vicdanları ile cüzdanları arasında bir tercih yaptılar ve vicdanlarını seçtiler. Antalya evet kapısını açtı. Herkesi ağırlayacak kadar elinden geleni yapıyor ama, bu yarın ne olacak? Antalya özellikle çok ciddi destek sağlıyor devlete. Şimdi bu gelirlerin tamamını yok etmek, buradaki kültürel yapıda ve demografik yapıdaki değişiklik sıkıntıya sebep olabilir” dedi.

İl Başkanı Karacan’dan Kemer’de depremzedelere ziyaret

Şüheda PARTAL

İYİ Parti Antalya İl Başkanı Vahdet Afşin Karacan, İl Yönetim Kurulu Üyeleri Elvan Aslandoğan, Abdullah Kılınç, Dilek Aydın, İlçe Başkanı Hüseyin Çelik, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Temiz, Turgut Doğan, Emre Yener, Nevzat Eryaşar, İbrahim Atalay, Kamile Büyükakçalı, Oya Sünersoy, Cemil Köylüoğlu, İbrahim Zeytinciler, Tülay Kara Aydoğdu, Fazlı Osma, Mehmet Değirmenci, Sebahat Çağlayan, Ercan Hüseyin Turap, Mehmet Ergül, Cihan Metin Yılmaz, Tahsin Uçar, Metin Özkan, Yıldıray Özen, Çilem Derya Ünal Tergek, Zeki Durmuş ve Aşır Bükülmez ile birlikte Kemer’de çeşitli ziyaretlerde bulundu.

İlçede kurulan Afet Merkezinde Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam’dan çalışmalar hakkında bilgi alan İl Başkanı Karacan, ardından beraberindekiler ile birlikte otellerde konaklayan depremzede vatandaşları ziyaret etti. Depremzede vatandaşların sorun ve taleplerini dinleyen Karacan, çocuklara da hediyeler dağıttı.

Gazetemizi de ziyaret eden Karacan, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Ahmet Duran Yenigün’e gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İl kongresinin ardından deprem felaketi ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Karacan, “Bir ay kadar önce kongremiz oldu. Biz de seçildik tam hayırlı olsunlar varken böyle istemediğimiz üzücü bir afetle karşı karşıya kaldık. Çok üzgünüz, fakat zaman birlik olma zamanı. Partiler üstü bir durum var. Bizde üzerimize düşen ne varsa bunu yapmak için öncelikle deprem günü itibariyle hemen bir kriz masası oluşturduk. Akabinde bu kriz masasından sonra hangi ilde hangi ilçelerde hizmet vereceksek bunları tespit etmeye karar verdik. Çünkü çok dağınık bir yardımlaşma şeklinin kimseye faydası olmayacak. Öncelikle ayakta kalabilen sıcak yemek çıkarabilecek yer var mı onu tespit ettik. Gaziantep Islahiye'de bir düğün salonu, yemekhanesi ve yemek fabrikası ayaktaymış sağ olsun bizim de bir arkadaşımız vesilesiyle ulaştık. Onlar da açmışlar sağ olsunlar siz yardımcı olursanız biz elimizden geleni yaparız dediler. Biz hemen iki tane arkadaşımızı önden küçük bir arabayla gönderdik ki durum tespiti yapsın. İhtiyaçlar neyse onu tespit edelim malumunuz yani gidilen yerde ihtiyacı doğru tespit etmezseniz hiçbir faydası olmayacak, gönderilen de boşa gidecek. Arkadaşlarımız oraya ulaşana kadar biz de meclis üyelerimiz ve hayırsever arkadaşlarımız vasıtasıyla bir tır sebze ve meyve ile giyim ve diğer ihtiyaçları karşılayacak malzemelerin yer aldığı ilk iki tırımızı direkt oraya gönderdik. Arkadaşlar önden gittikleri için gerekli organizasyonu yaptılar ve orada sıcak yemeği çıkarttılar, ihtiyaçları dağıtmaya başladılar. Bunun dışında İskenderun ve Hatay’da da böyle yerler oluşturduk ama orada sıcak yemek çıkarma imkanı olmadı çünkü Antakya merkez çok ciddi anlamda yıkılmış” dedi.

‘AYAKTA KALAN BİNALARA DA AYAKTA DENMEZ’

Deprem bölgesine giderek incelemelerde bulunduklarını aktaran Karacan, sözlerine şöyle devam etti: “Ben de hafta sonu oradan geldim. 4-5 günlük gezi sırasında tabii bir taraftan organizasyon yapıyorsunuz bir taraftan gönderiyorsunuz. Yani buradan tıra bir şeyler koyup da gönderdiğiniz zaman onu kim alacak? kim indirecek? nereye teslim edecek? ihtiyaç sahiplerine nasıl ulaştıracaksınız? bunlar önemliydi. Aynı şekilde oralara da önden küçük araba gönderdik nerede lojistik sağlanabilir, insanlara en iyi nerede ulaşabiliriz diye. Zaten Hatay kalmamış gibi bir şey. Yani Hatay merkezi Antakya için söylüyorum bunu Neden? Çünkü şehirde çok fazla yıkıntı var. Ayakta kalan binalara da ayakta denmez, yani üfleseniz düşecek şekilde. Ona rağmen insanlar ellerinden geleni yaptılar. Bizde hafta sonu orada birebir gördük bunları. Arkadaşlarımızın da hem fiziksel güç anlamında hem dağıtım hem de durum tespiti anlamında çok faydası oldu. Burada suya ihtiyaç yok, bu suyu başka yere gönderin denildiğinde bir tır suyu yolda çevirdik, Osmaniye'ye gönderdik. Niye? orada var. Bizim gördüğümüz en büyük problem bizim yapmış olduğumuz organizasyonun daha büyüğünün devlet tarafından yapılmasıydı. Ama gelen depremzede arkadaşlarımızla yaptığımız konuşmalardan ortaya çıkan şu ki bu organizasyonu çok geç yaptıkları yönünde, iki üç gün neredeyse birçok yere ulaşılmadığı yönünde bir şikayet geldi. Tabii çok büyük bir alan 10 tane ilden bahsediyoruz ama, askerin çok hızlı şekilde sahaya indirilmesi lazımdı, ne yazık ki bunun olmadığını gördük. Tabi bu orada bu iki şeye sebep oluyor. Birincisi askerin sahra çadırları, sahra yemekhaneleri, sahra hastanesi gibi her şeyi vardır ve bunları sahaya indiremediğiniz için burada büyük bir sıkıntı oluştu. İkincisi askerin kolluk kuvveti olarak kullanılması durumu vardır; yağma ve diğer konularda güvenlik konusunda öne geçmek için. Ne yazık ki bu da olmayınca orada yağma ve can güvenliği konusunda sıkıntılar baş göstermiş oldu.”

‘SİYASİ PARTİ MANTIĞIYLA BAKMIYORUZ’

Yaşanan felakete siyasi parti mantığıyla bakmadıklarını söyleyen Karacan, “Tabii ki devletimiz büyük ve bu yaraların hepsini saracaktır. Buna inancımız tam. Biz sadece durum tespiti anlamında bunları söylüyoruz. Yani bir siyasi parti mantığıyla bakmıyoruz. Buraya misafirlerimiz geldi ve biz şuanda onların rahatını nasıl sağlarız? Bu rahatı sağlarken ihtiyaçları nelerdir? Çünkü depremden canını kurtarmış. Şimdi giyim kuşam yarın ve bugün itibariyle okul. Sınava girecek ve okuması gereken çocuklar var, hastalar ve engelliler var, bunların hepsinin organizasyonunu yapmak lazım. Ve şunu gördük ki ilçe başkanı ve değerli yönetim kurulu üyeleri ve Kemer halkı bunu sağlamış. Hemen hemen herkese dokunulmuş ve insanların gözünde bu mutluluk okunuyor. Teşekkür eden edene ve bu çok önemliydi. Şimdi bunun devamını sağlamak lazım.

‘KORKUYLA YAŞAMAK İSTEMİYORLAR’

Devlet büyük bir organizasyon olduğu için bu insanlar yarın otellerdeki durumlarının ne olacağını merak ediyorlar. Yani 10 gün sonra 15 gün sonra acaba biz ne olacağız? Burada kalacak mıyız, gidecek miyiz? Burada bir şey mi oluşturulacak yoksa memleketimize mi gideceğiz? Tabi bağı olan insanlar memleketlerinde şunu merak ediyorlar; gittiğimizde bir altyapı var mı? biz nerede kalacağız? Çünkü geri dönmek istiyor insanlar ve bir kısım gelenlerde kalmak istiyorlar. Yani insanlar bu korkuyla yaşamak istemiyorlar. Birçok çözülmesi gereken problem var. Tabi biz kendi üstümüze düşen kısımda şunları yapmaya çalışıyoruz; birinci derecede ihtiyaçların karşılanması, ikincisi ise psikolojik kısmı. Kendi konularında uzmanlar psikolog arkadaşlarımızdan bir ekip oluşturduk. İlk etapta göze görülmeyen şeyler şu anda çok önemli hale geldi” dedi.

‘OTELCİLERİN DE SORUNLARINI DİNLEMEK LAZIM’

“Bu millet bu afetin üstesinden gelir” diyen Karacan, “Fakat insanlarda biz ne olacağız? korkusu var. Bu belirsizliğin ortadan kalkması da bizlerin değil, devleti yönetenlerin birinci derece işi. Bizim görevimiz onlara altlık oluşturmak, fikir üretmek. Biz şimdi bunları not alıyoruz ve neler yapabiliriz, neler yapılırsa daha iyi olur diye ilgili yerlere koyuyoruz. Birçok otelcimiz sağ olsun güçleri ölçüsünde otellerini açtılar. Fakat otelcilerin de sorunlarını dinlemek lazım ve biz bunları da dinliyoruz çünkü, onların da yeni sorunları oluşuyor. Daha önceden satmış oldukları odalar var. Bu insanları kabul ettiler vicdanları ile cüzdanları arasında bir tercih yaptılar ve vicdanlarını seçtiler. Yarın nereye gidecek bu? Bu belirsizlik aynı zamanda onlar için de geçerli bir maliyet. Elektrik, su, buradaki hizmetlerden kaynaklı yiyecek içecek, gibi maliyetlerin birçoğunu kendi ceplerinden karşılıyorlar ya da tanıdıkları vasıtasıyla çözmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

SİYASİ, DEMOGRAFİK VE KÜLTÜREL SONUÇLARI DA VAR

Depremin ardından bölgeden Antalya’ya bir göç dalgası başladığına dikkat çeken Karacan, “Bu göç dalgasının siyasi, demografik ve aynı zamanda kültürel sonuçları da var. Şimdi Antalya evet kapısını açtı. Herkesi ağırlayacak kadar elinden geleni yapıyor ama, bu yarın ne olacak? Şimdi burada çok büyük bir turizm hacmi var. Bu turizm hacminden elde edilen gelirlerin vergilendirmesi gibi devlete de çok ciddi anlamda desteği var. Antalya özellikle çok ciddi destek sağlıyor devlete. Şimdi bu gelirlerin tamamını yok etmek, buradaki kültürel yapıda ve demografik yapıdaki değişiklik sıkıntıya sebep olabilir. Aynı zamanda geldikleri yerlerin tamamı boşalırsa yarın orada iş gücü lazım olacak. Yarın o topraklara sahip çıkmak gerekecek. Bazen çadır kent, konteyner yapalım gibi şeyler duyuyoruz. Antalya'da çadır kentte yaşanır mı bu sıcakta? Yani bunu üç ay sonra yaşayabilir mi bu insanlar? Konteyner daha da sıcak olacak. Yaşam standartları çok düşecek aynı zamanda. Velev ki kurduğunuzu varsayın bu kurulum için altyapı kullanmayacak mısınız? Kullanacaksınız. O zaman burada altyapı kurulacağına, orada kurup insanları topraklarıyla tekrar buluşturmak, işlerinin başına geri döndürmek çok daha mantıklı. Bir de bu işin eğitim durumu var. Çocukları okuldan bir ay soğutsanız okuma isteği azalır. Şimdi burada depremzede öğretmen var, afetten gelmişler ve bunlar tekrar gidip hizmet etmek istiyorlar. Önce orada altyapının çözülmesi lazım. Geri dönmek isteyen çok insan var. O insanların önünü açmak lazım” dedi.

TÜRKİYE’NİN SAĞLIKLI BİR SEÇİM SÜRECİNE İHTİYACI VAR

Depremin ardından seçimlerle alakalı bir kaygının da oluştuğunu belirten Karacan, “Gönül isterdi ki böyle bir olay olmasa da güzellikler içinde planlarımızı ve projelerimizi anlatsaydık. Tabi şimdi bu seçimle ilgili kaygılarımız oluşuyor. Bunlardan bir tanesi şu; kim hayatta, kim değil, şu anda devlet bile bilmiyor. Böyle bir seçimde kim oy kullanacak nasıl oy kullanacak? İşte Antakya'da yaşayan adam buraya geldi. Burada nasıl olacak, oradaki kalan belli mi? Bunların bir kere hepsinin çok net hızlıca çıkarılması lazım. Bu seçimde bir fiziksel tedbir almak gerekebilir. Malum bir dönem ölülerin bile oy kullandığı seçimlerden bahsediyoruz. Şu anda orada çok büyük bir kaos ve belirsizlik var. Şimdi oradaki buradaysa tamam ama, oradaki orada mı? bide o soru işareti var. Her tarafta böyle sıkıntılar var. Şimdi bu nasıl çözülecek? buna iyi bir kafa yormak lazım. Çünkü Türkiye’nin sağlıklı bir seçim sürecine ihtiyacı var. Seçimsiz de olmaz çünkü insanlar artık bunaldılar. Bu seçim içinde bir an evvel olsun bitsin istiyorlar. İnsanlar şu anda artık hani tabiri caizse boğazına kadar geldi gitsin diye bakıyorlar. Ama dediğim gibi seçim güvenliği önemli. Özellikle 10 tane ilde çok iyi bir organizasyon lazım” diye konuştu.

ÜLKE, SAMAN İTHAL EDER HALE GELDİ

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya da değinen Karacan, “Kimsenin elinde sihirli bir değnek yok. İktisatta ‘kötü para iyi parayı kovar’ diyor. Şimdi kötü parayı ortadan kaldırırsanız iyi para durumu temizleyecektir. Yani emeğiyle para kazanan insanlar bu durumu temizler. İnsanlar belirli bir süre ülkenin genel durumu ile ilgili bizim gibi doğruyu söylediğine inanan insanları dinlemediler. Biz bundan 10 sene 15 sene önce; evinizi satıp harcıyor musunuz? arabanızı satıp yiyor musunuz? Arsanızı satıp gece eğlencede yiyor musunuz? diye sorduğumuzda yok diyorlardı. Niye yoktu? Çünkü insanın temel yapısı birikim üzerinedir. İhtiyaçlarını karşılar ve kalanını da birikime döndürür. Devletler de aynısını yapar. Ticaretlerini yaparlar ve insanlarına bakarlar. Sosyal devlet anlayışıyla, kalanıyla da ne yaparlar? fabrika vesaire açarlar, istihdamın önünü açarlar, büyümenin önünü açarlar. Yani burada ana mevzu şu: insanlar dün o rahatı sevdiler, niye sevdiler? Çünkü milletin yıllar boyunca oluşturmuş olduğu cumhuriyetin birikimleri satıldı. Satıldı piyasaya girdi ve bir stabil hayat oluştu. Herkes hafta sonları kahvaltılara gitti, bankadan kredi çekti, ev aldı, araba aldı. Biz o zaman şunu söylüyorduk; ‘bunun dönüşümü 10 sene sonra size çok büyük sıkıntı yapacak.’ Çünkü siz üretim kaynaklarınızı yok ederseniz yarın bunlar dışarıdan gelmeye başlar. Ekonomi bunu kaldırmaz. Dün biz öğrenciyken kendi kendine yeten yedi ülkeden biri diye anlatılan ülke saman ithal eder hale geldi. Bunu sorgulamayan bir milletin şu anda böyle bir durumda. Ben şunu söylüyorum, şimdi aklımız başımıza geldi mi? Geldi. Bir an evvel tedbir almamız lazım. Bu da ne ile olur üretimle olur” dedi.

ÇELİK: BU ZOR GÜNLERİ HEP BİRLİKTE ATLATACAĞIZ

İlçe Başkanı Hüseyin Çelik de, “Bugün il başkanımız, il yönetim kurulu üyelerimiz ve Kemer İlçe Teşkilatımız ile birlikte depremden dolayı ilçemizde misafir ettiğimiz vatandaşlarımızı ziyaret ettik. Hatırlarını sorduk. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Depremin ilk gününden itibaren olduğu gibi bundan sonraki süreçte de bütün imkanlarımızla her daim yanlarında olmaya devam edeceğimizi söyledik. İlçemizde kurulan afet merkezini ziyaret ettik. İlçe Kaymakamımızdan yapılan çalışmalar ile alakalı bilgi aldık. İlçe olarak misafir sayımız 20 bin civarında. Asil milletimizin bu zor günlerde göstermiş olduğu dayanışma örneği gerçekten takdire şayan. Bu zor günleri dayanışma içerisinde hep birlikte atlatacağız” diye konuştu.

AdminAdmin