Şüheda PARTAL
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108. yıl dönümü nedeniyle Kemer Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. Törene, Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, Kemer Belediye Başkan Vekili Mustafa Tıraş, Kemer Cumhuriyet Başsavcı Vekili Muammer Korkmaz, Kemer Jandarma Komutanı Ramazan Ergel, Kemer Emniyet Müdürü Harun Mere, Kemer İlçe Milli Eğitim Müdürü Semra Bekar, belediye meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, gaziler, şehit yakınları, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi. Kaymakam Çam’ın Kemer’de yaşayan gazilerle birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk koymasının ardından program, Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nda düzenlenen programla devam etti. Programda, Çanakkale Destanı konulu ilkokul, ortaokul ve liseler arası resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Öğrencilerin ödüllerini, Kaymakam Çam, Başsavcı Vekili Muammer Korkmaz ve Belediye Başkan Vekili Tıraş verdi.
FİNAL OKULLARINDAN 108’NCİ YILA ÖZEL PROGRAM
Özel Kemer Final Okulları öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan programda günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıldı. Kemer Final Okulları Kurucusu Bilal Tosun, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Çanakkale'de 108 yıl önce 100 binlerce vatan evladı vatan savunması için Çanakkale'ye çağrılmıştı. 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti dünyanın en büyük güçleriyle mücadele ediyordu. İtilaf Devletleri diye adlandırılan Fransa, İngiltere, Avustralya ve beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeriyle beraber ve hatta şair bunu şöyle ifade eder: ‘Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela Osmanlının kalbine giren boğaz yoluna pençelerini sarkıttılar.’ Çünkü amaçları İstanbul’du. Başta İstanbul alınırsa Osmanlı tarihe karışacak ve Türk milleti bu topraklardan atılacaktı. Bin yıldır bu milleti bu topraklardan atmak için geliyorlardı. Bu sefer topyekun geldiler, gemileriyle, toplarıyla, tüfekleriyle geldiler. Çanakkale'yi Çanakkale yapan gelenler değil, Çanakkale'yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan Hoca Ahmet Yesevi'nin mayaladığı asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki, ben esir yaşamaktansa özgür ölmeyi tercih ederim diyenlerin ruhudur. Vatan uğruna her şeyini, geride bırakanların anadan, yardan, serden geçenlerin ruhudur. Anadolu'nun her köşesinden Çanakkale'ye koşan birlik ve beraberliğin ruhudur. O öyle bir ruhtur ki, kurşun yağmuru altında, arada kalmış yaralı düşman subayını dahi sırtlayıp düşman meclisine götürerek dünyaya insanlık dersi veren Mehmetçiğin ruhudur. İşte onlar bu ruhla Çanakkale Destanını yazdılar. Bu destanı yazan bu kutlu yürüyüşü yapan şehitlerimiz için ne yapsak ne övgüler yazsak yetersiz kalır. Evet Çanakkale hem istiklal hem istikbal mücadelemiz oldu. Evet vatanını ve hürriyetini canı pahasına korumaya kararlı bir millet karşısında hiçbir güç, hiçbir kuvvet duramaz. Bu düşüncelerle, bu toprakları bize vatan kılan ecdadımızı bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Çanakkale kara savaşlarında büyük rol oynayan ve en kritik anda cephanesi biten askerlerine; ‘ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum cephaneniz yoksa süngünüz var’ diyerek kritik bir emir veren ve ‘Çanakkale Zaferi bu toprakları bize sonsuz vatan yapan bir zaferdir, bir mücadeledir’ diyen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de rahmetle, minnetle anıyorum.”
Konuşmaların ardından Çanakkale Destanı konulu slayt gösterisi sunuldu. Programda öğrencilerin Çanakkale ile ilgili hazırladığı şiirler ve müzik dinletisi sunulurken, Çanakkale tiyatrosu ise programa gelenlerden büyük alkış aldı.
Çanakkale ruhunu anlatan sinevizyon gösterilerinin de sunulduğu programda, Kum Sanatı Sanatçısı Tarkan Köylü tarafından kum sanatı gösterimi de büyük beğeni aldı.
