Türk Mutfağına ve Turizmine gönül vermiş Şefler olarak Otel Menülerimizde gelen misafirlerimize Anadolu Mutfağını tanıtma ve uygulamaya başladık. Otellerin açık büfelerinde olmak ile beraber öncelikli olarak açık büfelerimizde köşe oluşturarak her gün bir yöreye özel olup, burada bölge mutfaklarından orijinal reçetelerine sadık kalınarak yemekler yapıyoruz. Böylece 7 gün tatil yapan bir turist, 7 değişik bölgenin mutfağını tadacak.
2024 Yılı sezonunda misafirlerimize Anadolu Mutfağını tanıtımında otellerin şefleri olarak açık büfelerimiz de her gün bir yöreye sahip yöresel yemekler yapıyoruz. Böylece her gün değişik yöreleri bir hafta boyunca misafirlerimiz yemeklerimizi tanıma ve tatma fırsatı olacak. Bu uygulamanın amacının Türk Mutfağını gelen misafirlerimize tanıtmak. Amacımız Türk mutfağına sahip çıkmak. Otellerimize gelen Misafirlerimize Turistlere bölge, bölge yemeklerimizi tattırmak.
Misafirlerimize o gün ki yemek programı ile ilgili bilgi verilecek sadece yemeği değil o bölge hakkında da örneğin Ege mutfağı varsa, Ege’de hangi ürünlerin yetiştiği, geçim kaynakları, tarihi bilgileri, hakkında bilgilendirilecek. Böylece, hem bölgelerin yemekleri tanıtılırken, hem de bölgeyi tanıtmış olacağız. Bir yerde de sürdürebilirlik Turizmine katkıda bulunacağız. Bu zamana kadar Almanya’dan gelen misafirlere Alman yemekleri Fransa’dan gelen misafirlere Fransız yemekleri sunmaya çalıştık artık bu yanlışlığa son vermeliyiz. Yıllardır hiçbir proje üretmeden her gün büfelerimizde farklı Ülke mutfaklarından büfeler hazırlamaya çalıştık. Türkiye’yi tanımak, görmek için gelen turiste, Ülke mutfağımızı sadece hafta da bir gün ile belirledik. Artık bu yanlışlığa son vermemiz gerekir. Bu mutfağımızı tanıtacak sunacak isek. Eğer her bir şef bu projeye sahip çıkar ise önümüzdeki yılar içerisinde bu uygulamayı genişletebiliriz. Bu projeyi orijinal isimleri ile de sunar isek (musakka, keşkek, mantı vb.) o zaman Türk Mutfağı kimliğini bulacak adından lezzetinden, sunumundan söz ettirecektir.
Sevindirici olan bu tanıtıma Yatırımcılarımız, Genel Müdürlerimizde olumlu karşılaması, bu çok önemli hatta özel restoranlar oluşturmuş tesislerimiz var. Türk Mutfağımızı Türk Aşçılarını tanıtmak istiyor isek bunun tanıtımı bu şekilde olmalıdır. Dışardan gelen misafir gelmiş olduğu Ülkenin mutfağını görmek tanımak, tatmak ister. Bizim yapacağımız da bu olmalı ve bunu da halkla ilişkiler departmanın dan, animasyon departmanına kadar Şefin hazırlamış olduğu Bölgesel geceyi ve yemeklerinin bilgisi verilerek Orijinal Türk Mutfağımızı çok iyi bir şekilde aktarabiliriz.
Bu şekilde radikal değişimler yapmadığımız takdir de Türk Mutfağın da yarınlarında da çok değişikler olmayacaktır. Şunu unutmamak lazım yenilikçi, yapıcı, özüne sadık kalarak bu ürünleri en iyi şekilde anlattığımız zaman yarınlarımız çok daha iyi olacaktır.
SEVDİĞİM SÖZLER
Aynı Şeyleri Düşünebilme
Göç eden yaban kazlarının havada süzülürken “V” şeklinde bir formasyonla uçtuklarını görürüz. Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar; “V” Şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş kanat çırptığında, arkasındaki kuş için, onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş. Böylece “V” şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %70 oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.
“Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişiler.”
Bir kaz “V” grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların yarattığı hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu şekilde devam ediyor.
’’Eğer kafamız bir kaz kadar çalıyorsa, bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılmalıyız, bu işi ben bilirim, biz en iyisiyiz dememeliyiz.’’
”V” grubunun başında giden kaz hiçbir hava akımından yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz, lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz, grubun her noktasında görev yapıyor. ‘’Yaptığınız her işi, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor. Uçuş hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.
“İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız. Bundan alınmamalıyız; Tam aksine, böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız.”
Gruptaki bir kuş hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta/yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar uçabilene ya da ölürse, ölümüne kadar onunla beraber kalarak yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyorlar.
“Adam olmak sadece insanlara özgü bir davranış şekli değildir.”
Evet, sevgili dostlar bu kaz sürüsündeki dayanışma ve işbirliğini yaptığımız işin içerisinde düşünelim, o zaman göreceğiz ki;
Nereler de zayıf kalıyor,
Nereler de hata yapıyor,
Nereler de bencillik yapıyoruz.
Ali Rıza DÖLKELEŞ
Mutfak Yöneticisi / Food EDITOR
Limak Cyprus Deluxe Hotel