Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına kavuşacak olmanın huzuru içerisindeyiz. Allah’ın izniyle 28 Şubat 2025 Cuma günü ilk teravih namazlarımızı kılacağız ve 1 Mart 2025 Cumartesi gecesi ilk sahurumuza kalkıp ilk orucumuza niyetleneceğiz.
Ramazan ayı, Kur’an ayı, oruç ayı olmasının yanında birlik, beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma ve iyilik duygularının zirveye ulaştığı on bir ayın sultanı manevi bir iklimdir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl Ramazan ayında toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı arttırmak amacıyla önemli bir temayı toplumumuzun gündemine taşımakta ve belirlenen ana tema çerçevesinde faaliyetlerini yürütmektedir. Bu kapsamda 2025 yılı Ramazan ayının ana teması “İyilik Ayı Ramazan” olarak belirlenmiştir.
İslam medeniyetini inşa eden belli başlı kavramların içinde hiç şüphesiz iyilik kavramı çok önemli bir yer tutmaktadır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun.” (Al-i İmran, 3/104) buyurarak insanlara iyiliği teşvik eden bir toplum modeli sunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de hadis-i şeriflerinde “Allah’ım yaşamayı benim için her türlü iyiliği arttırma vesilesi yap.” (Müslim, Zikir,71) duası ve “Her iyilik sadakadır.” (Buhari, Edep, 33) nebevi hatırlatmasıyla iyiliği hayatın her alanına yaymamız gerektiğini vurgulamıştır. Bu sebepledir ki İslam medeniyetinin diğer bir adı “İyilik Medeniyeti” dir.
İslam’da iyilik kavramı hayr, fazl, ihsan, isar, kerem, alicenaplık vb. değerlerle aynı anlam dünyasında buluşmaktadır. Kur’an ve Sünnetten beslenen İslam Medeniyetinin temel hedefi, yaşanabilir bir dünya oluşturmaktır. Hayırlı nesil, temiz çevre, temiz hava, güvenli iletişim, temiz gıda, temiz toplum ve huzurlu aile gibi insanca yaşamanın asgari unsurlarını bu terimler üzerinden veren Dinimiz, tüm insanları bu değerler üzerine kurulan bir hayat modeli oluşturmaya, her şeyiyle iyi bir insan olmaya davet etmektedir. İnsanlığın bu ahlaki bilince ulaşabilmesi için Yüce Allah tarafından Kur’an-ı Kerim’de tüm insanlara şu çağrı yapılmaktadır: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda direnip sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte dosdoğru olanlar ve takva sahipleri bunlardır.” (Bakara, 2/177) Bu ayet-i kerimede bize İman, İslam ve İhsan gibi değerlerin bir arada tutulması ve birlikte yaşanması gerektiği hatırlatılmaktadır.
Günümüzde maalesef bencillik, hazcılık, gösteriş ve israf hastalığıyla muzdarip insanlık aradığı huzuru bulamamakta, bu hastalıklara düçar olmuş insan modelinin inşa ettiği dünya ise savaşların, yoklukların, zulümlerin, işgallerin, şiddetin pençesinde tarifi imkansız acılar çekmektedir. Sadece Gazze’de Müslüman kardeşlerimizin yaşamış olduğu vahşi soykırım bile, insanlığın umursamaz tavrını sergileyen acı bir örnektir. İyiliğin azaldığı dünyamızda sadece kendi çıkarlarını önceleyen, empati, diğergamlık duygularından yoksun, vahşi ve saldırgan insan modelinin yaptığı kötülükler çoğalmakta; sevgi, saygı, merhamet, şefkat, adalet ve insan haklarına saygı gibi insanı insan yapan güzel duygular can çekişmektedir. Can yakıcı tüm bu sorunlarla başa çıkabilmenin yolu; yeryüzünde iyiliği arayan, iyiliği yayan ve her zaman iyiliği önceleyen bir insan modelinin inşasından geçmektedir.
Ramazan ayı, irademizi eğiten bir ruh mektebi, gönüllerimizi bencillik ve tamahkarlık hastalığından kurtaran bir şifa mevsimi olduğu gibi; merhamet, şefkat, maruf, güzellik, zerafet, letafet vb. duygularımızı besleyerek önce Rabbimize, sonra kendimize, aile fertlerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaşlarımıza, yolda kalmışlara, ihtiyaç sahiplerine, yetimlere, kimsesizlere, yaşlılara, engellilere, doğaya, çevreye kısaca tüm dünyaya karşı iyi olmamıza vesile olan bereketli, mübarek bir aydır. Bu hedef doğrultusunda Ramazan ayının getirdiği rahmet ikliminden de istifade ederek iyiliği hayatımızın tüm alanlarına yaymak ve İslam’ın kamil insan modelini oluşturmak daha da önemli bir hale gelmiştir. Müslümanlar olarak bunu başardığımızda Yüce Rabbimiz’in şu müjdesine hep beraber ulaşabiliriz: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.” (Al-i İmran, 3/110) Ayet-i kerimede belirtildiği üzere böyle rol model insanların çoğalmasıyla yeryüzünde iyilik egemen olacak, kötülük ise suyun üzerindeki köpük gibi yok olup gidecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle 2025 yılı Ramazan ayının ülkemize, milletimize, tüm İslam diyarlarına ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz eder, Filistin/Gazze, Doğu Türkistan başta olmak üzere tüm mazlum ve mağdur coğrafyalardaki kardeşlerimize barış, esenlik ve kurtuluş getirmesini dilerim.