Bilimde disleksi ve diskalkuli kavramları vardır. Bunun nedeni, insanların sayıları ve cümleleri okuma ve yazma becerilerindeki bozulmadır. Son zamanlarda, bilim adamları insanlarda bu bozukluklar hakkında bir araştırma yaptılar.
Disleksi ve diskalkuli, matematiğin yanı sıra okuma, yazma güçlüğüne neden olan iki nöropsikolojik bozukluktur. Disleksinin tipik semptomları:
- Yazımdaki zorluklar, metinle çalışmanın azalması;
- Kelimelerin yanlış okunması veya yazılması;
- Okurken kelimeleri değiştirmek veya atlamak;
- Kelimeleri tanımada ve ezberlemede zorluk;
- Düşük okuma hızı;
Psikologlar ve öğretmenler disleksiyi teşhis etmek için çeşitli testler ve değerlendirme yöntemleri kullanırlar. Okuma becerilerini, dil yeteneklerini değerlendirme işini yapar.
Pekala, diskalkuli sayılarla ilgili bir sorun olarak yorumlanıyor. Bu, matematik becerilerinde ustalaşma sürecinde gerçekleşir. Yani, bu durumda sayıları tanımak, hesaplama işlemlerini gerçekleştirmek daha zor olacaktır.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma, bu tür hastalıkları olan kişilerin daha önce göz ardı edilen yeteneklere sahip olabileceğini göstermiştir. Çalışma, Plymouth Üniversitesi Psikoloji Okulu'nda doktora yapan Gray Atherton ve Liam Cross tarafından yürütülmüştür. Bu, çeşitli nörodiversiyon hastalıkları olan kişilerin psikolojisini inceleme programlarının bir parçasıydı. Yabancı basına göre, uzmanların bu çalışması project Implicit şirketinin veri tabanı aracılığıyla yapıldı. İçinde hem 460.000'den fazla kişinin sorularına verilen yanıtları hem de yanıtlara harcanan zamanı analiz etti. Bunlardan 22.747'si fiziksel engelli, 14.700'ü disleksi ve 1.721'i diskalkuli semptomları olan kişilerdi. Analitik çalışma, kişilerin normal bir insana otomatik olarak yansıyan belirli niteliklere sahip olup olmadıklarını ve ne ölçüde sahip olduklarını incelemeyi amaçlamaktadır. Ancak bu, ırk, cinsiyet veya engellilik nedeniyle önyargının azalmasına neden olabilir. Araştırmacıların bu özelliğin insanlara ve topluma fayda sağladığına inandıkları ortaya çıktı.
SciTechDaily'de belirtildiği gibi, Dr. Liam Cross araştırma makalesi hakkında şu yorumu yaptı: "Çoğu insan için sosyal grupların sınıflandırılması, otomatik olarak incelenebilecek ilk girişimlerden biridir. Bu, insanların ırkı hakkında çok şey bildiğimiz anlamına geliyor. Sonuç olarak, belirli psikolojik tutumları ifade etmeye başlıyoruz. Araştırmamız, toplumda bu görüşleri okuryazarlık ve sayma becerilerinin geliştirilmesindeki zorluklara göre şekillendirmeyen gruplar olduğunu göstermektedir. Bize göre, bu tür önyargıların olmaması hem ilgili insanlar hem de modern toplum için iyidir.”
Kısacası, bu bilim adamları projesi, okuma ve yazma güçlüğü çeken kişilerin normal toplumdaki herhangi bir eylemden etkilenmediğini belirlemektedir. Sonuç, disleksi ve diskalkuli semptomları olan kişilerin önyargıdan yoksun olduğunu göstermektedir. Bu nedenle toplumu türe, yeteneğe göre ayırmazlar. Ve bu kalite hepimizde kendini göstermeli.