Fırıncılar isyan etti

Kemer’de fırıncılar günden güne artan maliyetler karşısında isyan etme noktasına geldi. Hemen her gün zamlanan ürünler karşısında ekmek fiyatlarının stabil kalmasına tepki gösteren fırıncılar, asgari ücret, un, yakacak, akaryakıt ve işçi giderlerinin arttığını ifade ederek ekmeğin 9-10 liraya satılması gerektiğini belirtti.

GÜNDEM - 17-07-2023 22:20

Fırıncılar isyan etti

Ahmet Duran YENİGÜN – Şüheda PARTAL

Birçok şehirde fırıncılar ekmeğe zam yaparken, bir yandan da valilikler ekmeğe zam gelmediğini açıklıyor. Tarım Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından un uygulaması sonlandırıldı. Böylece fırıncılar için un fiyatı 340 liradan 570 liraya çıktı. Kemer’de de fırıncılar asgari ücret, un, yakacak, akaryakıt ve işçi giderlerinin arttığını belirterek ekmeğin 9-10 liraya satılması gerektiğini savunuyor.

DESTEK SAYESİNDE BELLİ BİR SEVİYEDE TUTULUYORDU

1986 yılından bu yana fırıncılık yapan Çamyuva Mahallesi’ndeki Antalya Hamur Sanayi Unlu Mamulleri işletme sahibi Eyüp Yılmaz, TMO’nun un uygulaması sayesinde ekmek fiyatlarının belli bir seviyenin altında tutulduğunu, ancak uygulamanın sona ermesiyle maliyetlerin katlanarak arttığını söyledi. Yılmaz, “TMO buğdayından ekmek yapıyorduk. 365 lira civarında bir un çuvalı geliyordu. Aşağı yukarı yarı yarıya geliyordu. Bu destek yaklaşık 2 yıldır devam ediyordu ve bu destek devam ettiği için ekmek fiyatı da belli bir seviye altında tutuluyordu. Benim tahminim Ukrayna’dan gelen ucuz buğdaydan bu iş finanse ediliyordu. Şimdi bu destek kalktı ve kalkınca tabii ki un fiyatları normal fiyatlara döndü. Baklavalık unlar 600-650 lira, ekmeklik un ise 525- 545 lira seviyesinde şu anda işlem görüyor” dedi.

‘BİZ KAR ETMİYORUZ’

Maliyetlerin artmasıyla artık fırıncılık mesleğini artık bırakmak istediğini ifade eden Yılmaz, “Fırıncılığı bırakmamın temel sebeplerinden bir tanesi artık yorulduk. Yani şöyle yorulduk; fiyatlara inanılmaz müdahale var. Biz kar etmiyoruz, yani kar mar yok, destek yok” diye konuştu.

‘EN AZ 9 LİRA OLMASI LAZIM’

2002-2003 yılları arasında yönetmeliğin kaldırılmasıyla piyasaya çok sayıda fırıncı çıktığını anlatan Yılmaz, “Fırıncılar, teknik olarak ilçelerde ve illerde hangi binada teknik olarak nerede fırıncılık yapılabileceğine dair bir yönetmelik çıkarmışlardı ve bunu kaldırdılar. Bu da muazzam fırıncı enflasyona sebep oldu. Büyük bir rekabet ve rekabette birbirini batırmaya gitti bu. Şimdi ben emek sarf ediyorum ancak karşılığını alamıyorum. Açıkçası fırıncılık işi bitti. Şuan 9 kişi çalışıyor. Ekmek çıkarsak zarar ediyoruz, ekmek sayısı arttı mı zararımız artıyor. Eleman çalıştırıyorsun, elemanın sosyal haklarını, maaşını, sigortasını ve vergisini adam gibi ödeyeceksen ekmek fiyatının en az 9 lira olması lazım” dedi.

‘KİMSE GELİP DE FIRINCILIK YAPMAK İSTEMİYOR’

5-6 yıl önce fırıncıların rekabeti işçinin üzerinden başlattığını ve bundan dolayı da kimsenin fırıncılık yapmadığına dikkat çeken Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Fırıncı işçinin üzerinden rekabet etti ve fırıncılığı da mahvetti. Rekabeti işçinin üzerine yıkınca işçi sektörden kaçtı. Kalifiye eleman bitti. Hiçbir kimse gelip de fırıncılık yapmak istemiyor. 86 milyon kişi de babası fırıncı olmayan birisinin gel oğlum seni fırıncı yapalım diyecek birisi var mı? Çıkmaz. Çünkü, çalışma şartları Zonguldak kömür madeninde çalışan işçilerin şartlarından daha ağır. Madencilerden daha ağır çalışıyor, ancak madencilerden dörtte biri kadar yevmiye alıyor.”

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’

İstanbul’un bazı bölgelerinde ekmeğin 7-8 lira arasında satıldığına dair sosyal medya üzerinden paylaşım yapıldığını ifade eden Yılmaz, “Bakıldığı zaman İstanbul’da taksi esnafı yüzde yüz zam istiyor. Çünkü, ertelenen zamlar biriktiği ve karşı konulmaz halde geldiği zaman böyle yüzde yüz zamlar istiyor. Fırıncıda böyle. Fırıncıda kazanamadı. Artık bıçak geldi kemiğe dayandı. Böyle devam ederse kimse valiyi de dinlemez devleti de dinlemez. Sele gidiyorum çünkü. Eleman bulup çalıştıramıyorum, bulduğum eleman ise benden 23 bin lira istiyor. Elemana ödediğim SSK primi 4-5 bin lirayı buldu. Buna yemek versem bir türlü vermesem başka bir türlü. Ondan sonrada 5-6 liraya ekmek satacağım. Geçen sosyal medyada İstanbul için ekmek fiyatları bazı yerlerde 7-8 lira olduğu yazıyor ve yorumlarda ‘ihbar edin’, ‘tarıma ihbar edin’, ‘oraya ihbar edin’ diyorlar. Ben onlara ‘İnsaf kardeşim, insaf edin. Allah’tan korkun. Siz adam gibi 210 gr ekmeğe 7,5 lira verin yiyin, helalından yiyin. Bu bile büyük bir nimettir. Şikayette etmeyin. Adam gibi çalışan, ekmeği düzgün kaliteli yapan insanlardan ekmek alın ve buna 7,5 lira verin yiyin.’ dedim. Çünkü bu fırıncının hakkıdır” şeklinde konuştu.

‘ANTALYA’DAKİ FIRINCININ YÜZDE 35’İ BATTI’

Artan maliyetlerle birlikte Antalya’daki fırıncıların yüzde 35’nin batarak kepenk kapattığını belirten Yılmaz, “Biz politika yapmıyoruz. Bizim politikayla bir işimiz yok çünkü, bizim işimiz var ve hakkı sahibine teslim edelim diyoruz ama, şimdi fiyatlar üzerindeki baskı öyle bir noktaya geldi ki ben fırınımı satıyorum. Ben son 2 yıldır fırınımı satıyorum ancak alan kimse yok. Antalya’daki fırıncının yüzde 30-35’i battı ve kapattı komple. Antalya’da satılık olmayan fırın nerdeyse yok gibidir. Fırının kapısını çal deki ‘fırını almak istiyorum’ senin ellerini ayaklarını öper, adeta seni kurtarıcı görür. Şuanda o durumdayız. Teknik fırıncılığın yönetmeliği değişince emekli olan ikramiyesi ile fırın açıyordu. Şuanda kaçan kaçana. Biz zor durumda değiliz, biz yol ayırımındayız. Zor durum yine telafi edilebilecek bir noktadır. 8’nci ay veya 9’ncü ay sonu ekmeği bırakma hazırlıklarını yapıyorum. Çünkü artık imkanım yok ve bu işi yürütemem” dedi.

ÇAĞATAY: YÜKÜN ALTINDAN KALKAMIYORUZ

Kuzdere Mahallesi’nde bulunan Altay Fırın Kafe işletme sahibi Adnan Çağatay ise, aldıkları malzeme fiyatlarının her geçen değişiklik gösterdiğini ve artık maliyet yükünü kaldıramadıklarını söyledi. Çağatay, “Geçen aylarda aldığımız un fiyatlarıyla şimdiki un fiyatları arasında uçurum var. Eskiden devlet destekli un veriyorlardı, şimdi onu kaldırdılar. Şu anda piyasada 580-600 liraya un alıyoruz ve duyumlarımıza göre 750 liraya çıkacak. Asgari ücret 11 bin 400 lira oldu, ben indirimli faydalandığım halde bir kişinin sigorta maliyeti yaklaşık 4 bin liraya geldi. Artık biz bu yükün altından kalkamıyoruz. Her seferinde bir önceki aldığımız ürünün fiyatı ile bir sonraki aldığımız ürünün fiyatı birbirini tutmuyor. Benim elektrikle çalışan bir tane fırınım yok, ancak buna rağmen 49 bin kusur lira elektrik faturası geldi. Geçen ay aldığım fındık kabuğu 164 liraydı, bu ay 196 liraya geldi. Hamaliyesi ile birlikte arada 32 lira çuvala fark bindi. Un yarı yarıya arttı. Yağ ve maya aynı şekilde. Usta yevmiyeleri ister istemez fazlasıyla arttı. Ekmeğin satışıyla benim yaptığım cironun arasında günlük 700-800 lira zararım var ve bunun içerisinde araç bakımı, makine bakımları, kırılan dökülen yok. Onları da koyduğum zaman günlük zararım üçe dörde katlayacak artacak” dedi.

‘OTELLERE EKMEK SATAMIYORUZ’

Otellere ekmek satışı yapamadıklarını, yaptıkları takdirde büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Çağatay, “Biz otellere verdiğimiz ekmeği 5 liradan veriyorsak ekmek 6 lira da olsa o faturayı kestiğimiz zaman yine 5 liradan alıyoruz. Yani otellere ekmek satamıyoruz. Bugün inşaat malzeme sektörüne gittiğiniz zaman malzemeciye bir malzeme aldınız mı size fiyat söylemiyor. Önce malzemeyi yazıyor, iki ay sonra öderseniz o günkü fiyattan alıyor. Ama bizim fırıncılık sektöründe böyle yok. Benim şu anda ekmek 5 lira iken de alacağım var otellerden 6 lira iken de var. O parayı aldığım zaman ben yine 5 liradan alıyorum, yeni fiyattan alamıyorum. Fırıncıların böyle de bir kaybı var” diye konuştu.

‘BELKİ DÜZELİR DİYE BEKLİYORUZ’

Antalya’da günde 70-80 bin ekmek çıkaran fabrika kapasitesinde firmalar olduğuna değinen Çağatay, “O firmalar bizi burada eziyor. Ben buraya para bağladım, emek bağladım ve stresiyle uğraşıyorum, ama karşılığında para kazanmıyorum. Ekmeğin 10 lira olması lazım ki emeğimin ve yatırdığım sermayenin karşılığını alabileyim. Benim yanımda çalışan şu anda bir ustanın benden aylık aldığı parayı ben burada kazanamıyorum. Şimdi bugün günlük 850 lira yevmiyesi olan usta da var, 750 lira olan da var. Her birinin sigortası var. Ayrıca kalacak yer ve üç öğün yemek veriyorum. Her şeyi bana ait. Aylık 400 bin liraya yakın benim personel giderim var ve biz ayakta kalmaya çalışıyoruz. Benim kafe ruhsatım var ayriyeten. İşte lahmacunmuş, pideymiş, simitmiş, poğaçaymış, kahvaltıymış bunlarla ayakta durmaya çalışıyoruz ama şu anda o bile kurtarmıyor. Yani bir umudumuz var, belki düzelir diye bekliyoruz. Yoksa şu anda işletmeyi kapatmak benim kararım. 18-20 kişi buradan ekmek yiyor. Ben istihdam sağlamaya çalışıyorum. Ama benim bir ustanın kazandığı aylık parayı ben kazanamıyorum bu kadar sermayeme, emeğime ve yatırımıma karşılık. Hep bir düzelme umuduyla bekliyoruz, bekliyoruz ama yok” dedi.

‘VATANDAŞLAR HAKLI AMA BEN DE HAKLIYIM’

Şimdilerde ekmeğin biraz da siyasi malzeme olduğuna dikkat çeken Çağatay, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda memlekette en ucuz şey ekmek. Bir sigaraya zam geliyor 5 lira. Benim ekmeğime 2 lira zam geldi mi millet ayaklanıyor veya sorun çıkıyor. İnsanlar ekmeğin hemen çıktığını sanıyor. Bir ekmeğin undan pişmesi açması 4 saat sürüyor. Un hamur mayalanıyor, kabarıyor, pişiyor ve 4 saat sonra ekmeğe dönüşür. 4 saatlik bir emek bir çalışma var bunun içerisinde. Ben personele o parayı veriyorum bana ağır geliyor ama personel de haklı. Keşke kazansam da beşte fazla versem. İnsanlar da haklı. Şu aldığı parayla geçinemiyor. Onlar da haklı ama ben de haklıyım. İşletmeci olarak bende buraya milyonlar dökmüşüm bu işletmeyi kurmuşum ve karşılığında para kazanmıyorum. Şu anda fırıncılık sektörü çok sıkıntılı. Hep bir umutla zaman zaman düşünüyorum. Bir taraftan kapatmayı düşünüyorum. Bir taraftan bakıyorum bu kadar kişi burada ekmek yiyor. Bir taraftan otellere taahhüt vermişiz ekmeğinizi vereceğiz diye sezon bitmedi. Sezon bitince belki de ekmeği komple bırakmayı da düşünüyorum.”

‘HER ŞEYE ZAM GELDİ BİZİM EKMEĞE ZAM VERMEDİLER’

Fırıncılar Odasının çalışma yaptığını, ancak bir sonuca ulaşamadıklarının altını çizen Çağatay, “Biz odaya sorduğumuzda hep bize gelen cevap şu; vali beye verdik, vali beyden bekliyoruz. Vali bey demek ki ekmekteki sıkıntının ciddiyetini anlayamadı mı ya da anlatamadık mı? Demek ki bizi hep sallıyor. Yani bir gecikme var. Mesela geçen yıl başı asgari ücrete zam geldi sadece benim personel maaşıma 53 bin lira ekledi. Dolayısıyla buna zam geldi mi ürünlere de zam geliyor. Herkes zam yapıyor kurtarmak için 5 liraya aldığını 6 lira diyor. Ancak her şeye zam geldi bizim ekmeğe zam vermediler. Şubat dediler Şubat da deprem oldu öyle geçti. Seçim oldu öyle geçti. Seçimden sonra ben o altı ay boyunca zarar ettim bu sefer 1 lira verdiler. Şimdi yine asgari ücrete zam geldi, biz hala bekliyoruz ki ekmeğe de zam gelsin diye. Hep geriden gidiyoruz. Demek ki bizim oda, burada vali beye bunun ciddiyetini anlatamıyor. Her konuşmamızda Vali beye verdik, tamam vali beye verdiniz de vali beye şu anda ki bizim çektiğimiz sıkıntıları anlatıyor musunuz? Kalem kalem anlatıyor musunuz? Ne yapmamız gerekiyor? yani bizim bu sektörde ayakta kalmamız için gramajdan mı çalmamız gerekiyor? Nasıl bir formül bulmamız gerekiyor? Uncuyu mu dolandırmamız gerekiyor? Ne yapacağız? Devlet destekli un vardı o kalktı unda kalmadı. Şimdi biz iki katı fiyatına un almak zorunda kalıyoruz. Bizim kapıdan giren her giderimiz her hafta bize zamlı geliyor. Bize yansıtıyorlar ama biz ekmeğe yansıtamıyoruz. Bizim sıkıntımız bu. Ama biz fırıncı olaraktan bizim maliyetlerimiz arttı, ekmek şu fiyat olsun diyemiyoruz” şeklinde konuştu.

‘NEREYE KADAR DAYANIRIZ BİLEMİYORUM’

Birçok ilde ekmek fiyatlarının 7,5 lira olduğunu ifade eden Çağatay, “10 lira olması gerekiyor. Şimdi bizim fırıncılar odası diyor ki 7,5 alalım hemen 10 lirayı isteyelim. Ya kardeşim ben 7,5’u alıp da 10’u isteme. O süreçte ben sürekli içeri giriyorum. Yani nasıl piyasada her şeye bir zam geliyorsa bize de o orantıda gelmesi lazım ki biz de ayakta kalalım. Benim şimdi ekmeğim 10 lira olsa ben yatırdığım sermayenin de karşılığını da almış olurum. Çektiğim stresin emeğin de karşılığını almış olurum. Benim bayramım yok, cumartesi pazarım yok, biz 7/24 burada hizmet veriyoruz. Başka sektörler gibi bayramda tatil yapalım diyemiyoruz. İşimizin başından ayrılamıyoruz. Böyle bir hizmet veriyoruz. Ama karşılığını alamadığımız gibi öz sermayemizden kullanıyoruz. Nereye kadar dayanırız ne kadar kullanırız onu da bilemiyorum” dedi.

BAYRAM: AYAKTA KALMA MÜCADELESİ VERİYORUZ

Arslanbucak Mahallesi’nde bulunan Elit Ekmek işletme sahibi Zafer Bayram da, maliyetlerin her geçen gün fazlasıyla artması nedeniyle ayakta kalabilme mücadelesi verdiklerini belirterek, “TMO un veriyordu ve bunun bir miktarını kendi karşılıyordu bir miktarını da uncular karşılıyordu. Şimdi bu destek kalktı. Birde yüzde 35 zam yaptılar una. Şuan da un 650 lira bandında 670-700 bir çuvalı ve kalitesine göre değişiyor. Nakliyesi ve akaryakıttaki artışa oranla un maliyeti de arttırıyor. Elektriğe zaten bir komple zam geldi. Bizim 250 liraya yaptırdığımız servis akaryakıta gelen zamla 350 liraya yapılıyor. Maliyetler çok arttı. Girdilerimiz çok. Fındık kabuğu, odun, elektrik, çalışanların maaşı, SSK primi, yemesi içmesi hepsi çok yüksek olduğu için şuan aldığımız bizi kurtarmıyor. Şu anda normalde ekmek fiyatının 10 lira olması gerekiyor. Burada kendimizle beraber 16 kişiye istihdam yaratıyoruz ve çalışanlar için bir ekmek kapısı. Maliyetlerin her geçen gün fazlasıyla artmasıyla nasıl ayakta kalabiliriz mücadelesi içinde 7/24 ekmeğimizin başındayız” dedi.

‘BİR USTANIN MALİYETİ ŞUAN DA 25-30 BİN LİRA’

Ramazandan önce ekmek ve pideye zam kararı aldıklarını ancak deprem felaketi dolayısıyla zam kararından vazgeçildiğini ifade eden Bayram, “Zam yapılmadı hatta pide her yerde 10 liraya satıldı, Antalya bölgesinde ise 7,5 liraya satıldı. Ramazanda pideyle uygulayacaktık ama bunu uygulamadık, deprem olunca fırsatçılık olur diye yapmadık. Asgari ücret zamlandı şuan 11 bin 400’e çıktı. Normalde bizim çalışanlarımızın çok azı asgari ücretle çalışıyor. Bizim çalışanlarımız çoğunluk usta olarak çalıştığı için bize aylık bir ustanın maliyeti şuan da 25-30 bine geliyor. Yani bizim asgari ücretle bir alakamız yok. Günlük bin 200 lira yevmiye istiyor bir usta. Artı maliyetlerin artması da bizi oldukça zorluyor” diye konuştu.

‘EN İYİ HİZMETİ VERMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Antalya’daki fırınlar arasında hijyen olarak ilk üçe girdiklerini ve sürekli denetlendiklerini belirten Bayram, “Özel ekmekte yapıyoruz. Unun en iyisini kullanıyoruz. Çavdar ekmeği ve en fazla talep alan tam buğday ekmeği yapıyoruz. Kaliteliyi daha da artırmaya çalışıyoruz. Bizim özel yaptığımız ekmek çeşitlerinde Glüten oranı daha düşük. Simit, poğaça, bunun yanında kafe oluşturmaya çalışıyoruz. Antalya’daki fırınlar arasında hijyen olarak ilk üçe girdik ve sürekli denetleniyoruz. Birilerinin gelip bizi denetlemesinden ziyade biz kendi kendimizi denetliyoruz. Yani en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz” dedi.

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Uluslararası Kemer Paris 2 Batığı Dalış Etkinliği düzenlendi

Uluslararası Kemer Paris 2 Batığı Dalış Etkinliği düzenlendi

29-04-2024 - GÜNDEM

Danıştay, Kındılçeşme'de son noktayı koydu!

Danıştay, Kındılçeşme'de son noktayı koydu!

25-04-2024 - GÜNDEM

itep kursu