EĞİTİM
Giriş Tarihi : 06-12-2024 00:07

Göynük Mutfak Sanatlarında “Yenilikçi Medya ve Gastronomi” konuşuldu

Akdeniz Üniversitesi Göynük Mutfak Sanatları Meslek Yüksekokulu öğrencileri, Gastronomi ve Medya Dersi kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı İdris Taş ile AGC Başkan Yardımcısı ve Kemer Gözcü Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Duran Yenigün’ü ağırladı. Göynük Mutfak Sanatları MYO Öğretim Görevlisi Kahraman Köktürk’ün hazır bulunduğu panelde “Yenilikçi Medya ve Gastronomi” konuşuldu. Taş ve Yenigün ayrıca öğrencilerin merak ettiği soruları da yanıtlarken, öğrenciler de Taş ve Yenigün’e hazırladıkları yemeklerden sunum gerçekleştirdi.

Göynük Mutfak Sanatlarında “Yenilikçi Medya ve Gastronomi” konuşuldu

Şüheda PARTAL

Akdeniz Üniversitesi Göynük Mutfak Sanatları Meslek Yüksekokulu öğrencileri, ünlü isimlerle buluşmaya devam ediyor. Öğrenciler bu hafta Gastronomi ve Medya Dersi kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı İdris Taş ile panelde bir araya geldi. Yenilikçi Medya ve Gastronominin konuşulduğu panelde Kemer Gözcü Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve AGC Başkan Yardımcısı Ahmet Duran Yenigün ve Göynük Mutfak Sanatları MYO Öğretim Görevlisi Kahraman Köktürk hazır bulundu. Panelin açılışında konuşan Öğretim Görevlisi Kahraman Köktürk, Taş ve Yenigün’e katılımlarından dolayı teşekkür ederek, “Gastronomi ve Medya Dersi kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş misafirimiz. Okulumuzun bulunduğu Kemer ilçesinde bulunan ve bize her zaman desteğini esirgemeyen Kemer Gözcü Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Duran Yenigün’e de teşekkür ediyorum. Kemer Gözcü Ailesinin okul haberlerine ayrı bir desteği var. Bizden her zaman desteğini esirgemeyen AGC Başkanı İdris Taş’ın konusu ise ‘Yenilikçi Medya ve Gastronomi’. Sevgili öğrencilerim bugün kurulan iletişim sofrasından mümkün olduğunca doyarak kalkmanızı temenni ediyorum” dedi.

“HER YERDE İSMİNİZ AYNI OLMALI”

AGC Başkanı İdris Taş ise, AGC Başkanlığının yanı sıra Türkiye'deki yerel, bölgesel ve ulusal radyo ve televizyonların bağlı bulunduğu Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği’nde (RATEM) Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'nun da yönetim kurulu üyesi olduğunu belirterek, markalaşmanın önemine dikkat çekti. Sosyal medyada kullanıcı isimlerinin önemli olduğuna işaret eden Taş, “İsmim dediğim gibi İdris Taş. Tüm mecralarda kullanıcı adım bu ve niye önemli? Dünyada bir insana en güzel hitap şekli ismiyle hitap etmektir. Sizin de her yerde kullanıcı adınınız aynı olması gerekiyor. Yani örneğin Kahraman Köktürk hocamızın ismi. Bütün mecralarda ya Kahraman Köktürk ya da Köktürk Kahraman. Her yerde aynı olacak. Niye aynı? Kurumsallık anlamında. Herkesin her yerde çabuk ulaşması anlamında. Bu bir markadır. Nasıl ki siz ileride örneğin işletmenizi kuruyorsunuz. İşletmenizi ilk yapmanız gereken nedir? İsim vermektir. Peki bu ismi verdikten sonra ne yapmanız gerekiyor? Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan Marka tescilini yapmanız gerekiyor, işletmeyi kurduğunuz anda. Eğer bunu yapmazsanız yarın o ismi birisi alır ve ne olur? isim hakkı ve size dava açar, telif ödemek zorunda kalırsınız. Telif hakları. O yüzden telif hakları çok önemli. Bu telif hakları sadece işletmede değil, sosyal medyada da var. Örneğin Kahraman Köktürk hocam kendi ismiyle devam edebilir sosyal medyaya. Ya da bir işletmesi vardır, yarın emekli olur, işletmesiyle sosyal medyada yer alabilir. Ve bu şekilde marka oluyorsunuz” dedi.

GASTRONOMİ ÇOK ÖNEMLİ

Okulun tüm bölümlerini detaylı bir şekilde gezdiğini ifade eden Başkan Taş, “Elinizde büyük bir imkan var. Yani hem teori var hem de pratik var, uygulama var. Eğer bunu siz burada öğrenirseniz okul bittiği anda hemen işletmeler size teklifi yapar ve hayata sıfırdan başlamazsınız. Tecrübeli başlarsınız. Üniversite bittikten sonra ben her şeyi öğrenirim, işe başlarım. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Zaman çok hızlı geçiyor. Uzakdoğu'da 120 yıl yaşayan var, 130 yıl, 100 yıl. Ortalama ömür uzun. Neden? Gastronomiye önem verdikleri için. Neden uzun ömürlü yaşıyorlar? Çünkü yediklerini ve içtikleri ile doğal organik bir hayat sürüyorlar. Örneğin meyve suyu mu? Anında sıkıyorlar, anında yiyorlar. Bekletmiyorlar. Biz ise Türkiye'de ne yapıyoruz? Sıkıyoruz, fabrikada şişeliyoruz, marketlere veriyoruz. Son kullanma tarihi iki yıl, üç yıl. Bozulmasın diye katkı maddesi, sonra onu yiyoruz. Ne oluyoruz? Hayatımız bir anda 120'lerden, 110'lardan, 100'lerden, 90'lara düşüyor. Türkiye'de ortalama 70'li yaşlara düşüyoruz. O yüzden yaptığınız meslek o kadar kıymetli ki özellikle pandemiden sonra herkes nereye giderse gitsin, yediğine, içtiğine dikkat ediyor. Sağlıklı yaşamak istiyoruz. Çünkü bugün iddia ediyorum Antalya'da, Türkiye'de, 81 ilde ne kadar hastane varsa bütün hastanelerin yoğun bakımları dolu. Sebebi ne biliyor musunuz? Birincisi stres, ikincisi yediğimize, içtiğimize yani gastronomiyi algılayamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Gastronomi çok önemli” şeklinde konuştu.

“GASTRONOMİDE ÇOK BAŞARILI OLABİLİRSİNİZ”

Antalya’da eskiden deniz, güneş, kum olduğunu turizmin çeşitlenmesiyle artık gastronominin de turizmin olmazsa olmaz ana sektörlerinden birisi olduğunu dile getiren Başkan Taş, “Yani bir insan nereye giderse gitsin ben burada ne yiyeceğim ne içeceğim diyor. Nasıl alışveriş yapacağım? İşte o kentte ulaşım nasıl, güvenli mi? Bütün detaylara bakıyor. Ondan sonra gidiyoruz o şehirlere. O yüzden arkadaşlar yaptığınız meslek çok önemli. Şimdi bu meslekte çok başarılı olabilirsiniz ama tanıtımını yapmadığınız zaman ne olur? Örneğin biz burada şu anda bir araya geldik konuşuyoruz. Kapalı olsak dış dünyaya hiç paylaşmasak sosyal medyada, gazetede, radyoda, televizyonda, internette biz kendi kendimiz anlatır, kendimiz dinleriz. Hedef kitlenin haberi olur mu? Olmaz. O yüzden ne yaparsanız yapın en iyisi olacaksınız. Bir de yeni medyayı çok iyi kullanacaksınız. Sosyal medya trendlerine bakın en çok gurme, aşçılar, gastronomi fenomen. Yani bu sektöre meyilli olanlar fenomen. Sosyal medyadan para kazanıyorlar. Ne yapıyorlar? Yaptığı işin sunumundan. Mesela Antalya'da 2-3 tane fenomen var. Araştırdım, baktım yüz binlerce takipçileri var. Birinin restorandı var, birinin kafesi var, marketi var. Hepsi gıda sektöründe çok başarılılar. Kendi ürünlerini üretiyorlar. Birisi işte yemek üzerine bir tanesi kafe kendi markasını oluşturmuş. Bir tanesi tahin üretiyor kendi markasını. Baktım sosyal medyasında da fenomen. Niye? Çünkü insanlar yemeğe, içmeye, gezmeye, algıya çok önem veriyorlar. Şimdi Ahmet abi nereye giderse gitsin. Buranın neyi meşhur? Onu mutlaka alır. Ben yaklaşık 60-70 tane ülkeyi gezdim, mutlaka o yerden alışveriş yaparım. O ülkenin simgesini alırım. O ülkede ne yenir? Mutlaka tatmaya çalışırım. Antalya'da dünyanın en çok seyahat edilen üç kentlerinden bir tanesi. Burada yapacağınız her işletme, burada çalışacağınız her otel ya da gittiğiniz zaman memleketinizde açacağınız her işletme ile marka olursanız, farkındalık oluşturursanız, diğer işletmelerden farklı bir pozisyon şeklinde insanlara sunum yaparsanız başarılı olabilirsiniz” dedi.

“AMAÇLA BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN TEK BİR YOL VAR: DİSİPLİN”

Her şeyden önce kişinin bir amacı olması gerektiğine işaret eden Taş, sözlerine şöyle devam etti:

“Ben başkasının şirketinde yönetici olacağım. Ya da kendi markamı yaratacağım. Ya da üniversitede akademisyeni olacağım. Bir amacınız olması lazım. Amaçla başarıya ulaşmak için arada tek bir yol var. Nedir o yol? Disiplin. Yani bir hayal edeceksin. Amacınız olacak. Sonra da hedefinize ulaşmak için disiplinli bir şekilde yolunuza devam edeceksiniz. Şimdi ben çok rahatım. Neden rahatım? Ben emekli oldum. Sürekli basın kartı sahibiyim. Şu anda meslek örgütlerinde görevim var. Ahmet abi de yine aynı şekilde. Son derece başarılı bir geçmişi var. Dolayısıyla biz çok yol yürüdük. Çok köprülerden geçtik. Yeri geldi pes etmek üzereydik ama bırakmadık. Mücadeleyi seviyoruz. Hayat bir mücadele. Başarılı olmak için kesinlikle ve kesinlikle geçen günden daha başarılı olmanız lazım. Ve üniversitede okurken mutlaka bir yabancı diliniz olması gerekiyor. Sosyal medyayı çok iyi kullanmanız gerekir. Bir de iletişiminiz yani prezantasyon, sunum bu çok önemli. Yani ne yaparsanız yapın, radyocu mu olacaksın, televizyoncu mu, gazeteci mi ya da gastronomi mi? İçerik çok kıymetli. Markanızı oluşturursanız içeriğini paylaşmayın o size özel olmalı. İçerik yani ürünün içeriği, pastanız, yemeğiniz ya da kafenizde hangi ürünleri sunacaksınız. Bir de bu önemli ikincisi tasarım. Yani yeni medya içerisinde onun tasarımını yapacaksınız. Tasarımını sunulmak için. Bir de bu yaptığınız ürünleri nasıl sunduğunuz çok kıymetli insanlara, işte orada iletişimin önemini algılıyoruz. Ne kadar iletişimde kalırsanız hayatta o kadar başarılı olursunuz.”

“HAYATTA İMZAYI ÇOK GÜZEL ATIN”

Günümüzdeki iletişim alanındaki algıdan da bahseden Başkan Taş, günümüzde yeni medyanın 3-5 dakika soru cevaplar, 30 saniyelik görüntülerden oluştuğunu ifade ederek, “Yaptığınız ürünü bu şekilde tanıtırsanız başarılı olabiliyorsunuz. Mesela bir hoca derste 20 dakikayı geçtiği anda o dersi kimse dinlemiyor, algı değişiyor. Eskiden hep söylüyorum ben saat 21'de başlardı Ali Kırca'nın Siyaset Meydanı sabaha kadar devam ederdi. Peki şu anda izleme şansımız var mı? Tahammülümüz yok. Yani hoca 20 dakika ders anlatırsa dinlersiniz. Ondan sonrası sizi soru cevapla çekmesi gerekiyor. Yani hocanın anlattığı derste siz kendinizi bulmanız gerekiyor. İşte bu da nedir? Algıda seçicilik. Yani bütün insanlar ihtiyaçları doğrultusunda, hedef kitlesi doğrultusunda daha çok insanı dinler. Hani arkadaş olurken bile hep kendimize benzeyen insanlarla yakın dost oluruz. Yani iyi insan iyi insanlarla gezer. Kötü insan kötü insanlarla gezer. Ama iyi bir iş iyi insandan ortaya çıkar. İyi bir iş kötü insandan ortaya çıkmaz. Bu nettir. Bu değişmez bir kuraldır. O yüzden hep iyi insan olacaksınız. Hep saygılı olacaksınız. Hep nezaketin ve saygınlığın asaletini yayacaksınız. Hayatta başarılı olmak için. Hocalarınızla aranızın çok iyi olması gerekiyor. Yani okul bittiği anda hemen sektöre sıfırdan değil, profesyonelce başlamanız gerekiyor. Çünkü artık ben okulu bitireyim, birileri beni eğitsin, yetiştirsin. Böyle bir mantık yok. Herkes neye bakıyor biliyor musun? Yetişmiş insan gücüne bakıyor. Gazete sahibi ya da işte radyo televizyon sahibi; ‘Ben stajyer istemiyorum’. Staj bir yıl değil bir ay yapılır. Eğer bir ay içerisinde o kendini geliştiremezse o başarılı olabilir mi? Hayır olamaz. O yüzden kendinizi burada yetiştirin. Bu ve sonunda ne oluyor? Amacınız var, hedefiniz var, başarıya ulaşmak için de disiplininiz var ve hayatta mükemmel bir işletme sahibi oluyorsunuz ya da mükemmel bir yönetici ya da mükemmel bir akademisyen. Bunlar değerli. Sosyal medyayı daha çok yaptığınız işle ilgili kullanın. Sosyal medyada rol model olun, marka olun. Herkes sizi takip etsin. Ama rol model olmak ve bazen alıntı yapmak güzeldir ama ona benzemek iyi değildir. Kendiniz olun. Ne olursanız olun. En iyisi olun. Ama kendiniz olun. Ben her zaman söylüyorum; Akıl teri ile alın terini birleştirip yüksek çözünürlüklü bir işletme sahibi bir kişi, bir akademisyen olmak zorundasınız. Hayatın şifresi bu. Yani dünya biliyorsun küçüldü. Hepimiz galakside bir mahalle içerisinde yaşıyoruz. Başarılı olursak da sizi hemen insanlar tanıyor, başarısız olursanız da insanlar sizi hemen tanıyor. Çok basit. Örneğin, bir sizi alacakları zaman CV'nize bakıyorlar, sosyal medyanıza bakıyorlar, ne paylaştığınıza bakıyorlar. Bir dakika içerisinde sizin karakterinizi öğreniyorlar. O yüzden her paylaştığınız, her yazdığınız, her fotoğrafınız, her kıyafetiniz, her duruşunuz, her söyleminiz sizin için nedir? Bir imzadır. Hayatta imzayı çok güzel atın” diye konuştu.

YENİGÜN: “KEMER CÜMLESİNİ İYİ KULLANMANIZ LAZIM”

Kemer Gözcü Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve AGC Başkan Yardımcısı Ahmet Duran Yenigün de, Kemer Gözcü Gazetesi’nin 2001 yılında kurulduğunu belirterek, “Önce 15 günde bir, daha sonra haftada bir, iki buçuk yıl sonra da günlük olarak yayın hayatına devam ettik. Bu yılın 6’ncı ayına kadar hep günlük yayın yapık. Ekonomik zorluklar başlayınca da haftada 2 gün yayın yapmaya devam ettik. Antalya'da hiçbir gazetenin 2001 yılında internet sitesi ya da sosyal medyası yoktu. Biz bunu o gün görmüştük ve www.kemergozcu.com internet sitesini kurduk. Ardından sosyal medya sayfasını oluşturduk. Bu aşamada ben bu işin ağırlıklı yöneticiliğini yaptım. Çocuklarımın birisi haber müdürlüğü yaptı. Biz yol yürürken Antalya'daki medyanın ağırlıklı olması gereken, çalışanların içinde olması gereken bir kuruluş vardı. O da Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve oraya kaydolduk. Yine çocuklarımla beraber. Daha sonrasında bir dernek kurdum. Yine gazeteci arkadaşlar ile beraber Akdeniz Gazete Sahipler Derneği'ni kurduk. Bana da başkanlığı uygun gördüler. Onu da devam ettiriyorum. Peşinden Akdeniz Federasyonu var. Buradan Hatay'a, Maraş'a kadar olan süreçte yine bir organizasyonun içindeydik. Orada da Başkan Yardımcısıyım. Bu süreçte bunları hem kendi gazetem üzerinden hem de bölgedeki gazetecilere destek olacak bir cemiyetin içinde de olmam gerektiğini düşünerek orada devam ettik. Dolayısıyla ben üstüme düşen her şeyi yaptım. Niye ben bu kadar çabanın içindeydim? Kemer’de Kemer Gözcü diye bir gazetenin varlığının ileri gitmesinin amacının altında Kemer var. Kemer dünya kenti. Dikkat ederseniz insanlar Antalya ve Kemer’i bir de İstanbul'u biliyor Türkiye'de. Kemer dediğinizde Kemer Gözcü’de düşüyor önünüze ama Kemer’deki yaşanan olaylar ön plana çıkarak geliyor size. Çünkü herkes Kemer diye arıyor. O amaçla da biz Kemer Gözcü’yü kurduğumuzda, ciddi bir algı operasyonu vardı. Haberleri yaparken, önde tutacağınız yer Kemer. Yani siz Kemer’de bulduğunuz mutfak sanatlarından çıkıyorsunuz ya, eğer bu bölgede iseniz Kemer cümlesini iyi kullanmanız lazım. Yani yaptığınız bütün işlerin bir kenarında Kemer cümlesini kullanırsanız önünüze çok iyi gelir. Mesela Ali Rıza Dölkeleş. Şu anda büyük bir zincir otel içinde yönetici olarak çalışıyor. Ali Rıza Dölkeleş’in ileri gitmesinde hem gazetemizde köşe yazması hem de bizim onun yaptığı sanatsal faaliyetleri ön plana çıkarmamız en önemli şeydi. Biliyorsunuz Kemer’in çok önemli diskolarından birisi de Aura'dır. Aura'nın içerisinde kısa sürede bir heykel çalışmasını biz hem görüntülü olarak hem de fotoğraf olarak haber olarak aktardığımızda inanılmaz izlenimler aldı. Ali Rıza'nın bu başarısında bizim çok büyük faydalarımız var. Niye? bizi doğru kullanarak yaptı onu. Ne oldu? Ali Rıza Dölkeleş'in markalaşmasına yardımcı olduk. Yani sosyal medyada, yerel medyanın çok önemli ayakları var. Bizimle doğru iletişimi kuran kesinlikle bilin ki bir yerlere varıyordur” dedi.

“ÖNCE İSMİNİZİ KORUYACAKSINIZ”

Marka olmanın önemine dikkat çeken Yenigün, “Marka olmanın bazı şeyleri var ama, önce isminizi çok iyi tutacaksınız ve iyi koruyacaksınız. Yani isminiz çok önemli, ikinci yaptığınız iş çok önemli. Onu iyi aktarmanız lazım. Yani burada elinize akıllı telefon ya da tablet aldığınızda oyun oynamak ya da sosyal medyada farklı işleri yapmak çok mantıklı değil. Ama ne iş yapıyorsunuz? Pastacılık, aşçılık veya başka bir iş, onu tutacaksınız ya da bunların hepsini iyi bileceksiniz. Kemer Gözcü Gazetesi Antalya'nın çok güçlü gazetelerinden biri. Hem sosyal medyada hem de kendi bölgesinde bugün girin Google'a kesinlikle Google haberlerin içerisinde Kemer Gözcü’yü görürsünüz. Bu büyük başarıdır. Bu anlamda yaptığınız iş ne olursa olsun önce işinizin detayında daha başarılı olun, ikincisi de her türlü olayı bulmaya çalışın, öğrenmeye çalışın. O zaman daha başarılı olacaksınız” diye konuştu.

ÖĞRENCİLERDEN TAŞ VE YENİGÜN’E SUNUM

Konuşmaların ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Taş ve Yenigün, ardından öğrencilerin hazırladığı yemeklerin tadına baktı. Taş ve Yenigün, öğrencilere sunumuna tam not verirken, başarılarının devamını diledi.

AdminAdmin