GÜNDEM
Giriş Tarihi : 13-06-2024 22:09

Büro Emekçilerinden Mal Müdürlüğü tepkisi

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi ‘Kamuda Tasarruf’ tedbirleri kapsamında Kemer Mal Müdürlüğü’nün kapatılacağını belirterek Kemer Vergi Dairesi önünde eylem yaptı. Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi Kemer Temsilcisi Mevlüt Çakmak, Antalya ilinde sadece Kemer Mal Müdürlüğü'nün kapatıldığını ifade ederek, “Bu tasarruf tedbirleri içinde Kemer Mal Müdürü'nün kapatılmasıyla tasarruf mu yapılacaktır?” diye sordu.

Büro Emekçilerinden Mal Müdürlüğü tepkisi

Şüheda PARTAL

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi ‘Kamuda Tasarruf’ tedbirleri kapsamında kamu emekçilerinin kazanılmış haklarının geri alınmak istenmesine karşı başlattıkları eylemlerine devam ediyor. Kemer’de de ‘Kamuda Tasarruf’ tedbirleri kapsamında Kemer Mal Müdürlüğü’nün kapatılacağı iddiaları üzerine Kemer Vergi Dairesi önünde eylem yapan BES Antalya Şubesi üyeleri, basın açıklamasında bulunarak duruma tepki gösterdi.

Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi Kemer Temsilcisi Mevlüt Çakmak, Antalya ilinde sadece Kemer Mal Müdürlüğü'nün kapatılmasıyla ilgili tepkilerini dile getirmek için biraraya geldiklerini ifade ederek, “Maalesef Maliye Bakanlığı Hazine ve Maliye Bakanlığı tasarruf tedbirleri açıkladı. Bu tasarruf tedbirleri içinde Kemer Mal Müdürü'nün kapatılmasıyla tasarruf mu yapılacaktır? Bu sorunu buradan basının önünde sormak isteriz. İktidarlar boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını küçük bir azınlığa servet olarak aktardılar. Yine bu süreçte her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek anlattıkları ekonomik büyümenin ülkedeki işsizliği azaltmadığını gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini gerçek bir anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler” dedi.

Büro Emekçileri Antalya Şube Başkanı Devrim Mol ise, “Tasarrufu kamu hizmetlerinden, kamu emekçilerinden değil, itibar diye yutturmaya çalıştığınız lüksünüzden yapın. Bizim ürettiğimiz kaynakları yandaşlara aktarmaktan vazgeçin. Bu krizi biz yaratmadık, bedelini de biz ödemeyeceğiz. Sizin yiyip içtiğiniz sofrayı biz toplamayacağız” diyerek basın açıklamasında bulundu.

Mol açıklamasından şunları söyledi:

“İktidarları boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını, küçük bir azınlığa servet olarak aktardılar. Yine bu süreçte, her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek anlattıkları ekonomik büyümenin, ülkedeki işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini ve gerçek anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler. Üstelik uyguladıkları ekonomik politikalar, her başarısızlığa uğradığında sürekli gelir kaybı yaşayan bizlerden fedakârlık isteyip seferberlik çağrıları yaparak ufak tefek birikimlerimize göz diktiler. Bizler bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız. Ekonomik krizin derinleştiği süreçte iktidarın en üst makamı, kriz varsa fırsat vardır, iş insanlarımızın bu krizi fırsata çevireceklerine ve daha büyük karlar elde edeceklerine inanıyorum diyerek, ülkedeki sermaye sahiplerine yol göstermiştir. Pandemi ve sonrasında yaşanan süreçte, şirketler devasa karlar açıklamış, finans kurumları %500 üzeri karlar açıklayarak, kendilerine sunulan kriz ortamından nasıl faydalanmalarını göstermişlerdir. Başta finans kurumları olmak üzere, bütün sermaye grupları devasa karlar elde ettiklerini beyan ettikleri bir dönemde, bizlerin yaşadığı yoksullaşmaya çözüm olarak masalarımızdaki tabakları küçültmemiz istendi.

Seçim sürecinde krizi görmezden gelen ve kamu kaynaklarını har vurup harman savuran iktidar, 2028 yılına kadar seçim olmayacağı saiki üzerinden 13 Mayıs'ta "kamuda tasarruf ve verimlilik paketi" açıkladı. Açıklanan sözde tasarruf paketinde, kazanılmış haklarımızı ortadan kaldıran düzenlemelerin yanında, kamuda istihdamı emekli olanların yerine alınacak personelle sınırlandırarak genç istihdamının önünü kapatmış ve artık bir ağır angarya haline gelen kamudaki iş yoğunluğunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Biz bu açıklanan ve bir türlü uygulanmayan sözüm ona onlarca tasarruf paketi gibi bu tasarruf paketinin de bizlerin kazanılmış haklarımızın ortadan kaldırılmasının dışında bir amaç gütmediğini biliyoruz. Onun için diyoruz ki, eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa;

Fedakarlığı biz emekçiler değil, gereksiz bir lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar sayanlar yapmalıdır. Kamu kaynakları üzerinden olağan üstü gelir elde edenler, birden fazla yerden maaş, huzur hakkı vb. verilen yandaş partili yönetici ve bürokratların gelirlerinden tasarruf yapılmalıdır. Kamunun yarattığı istihdam olanaklarını söz verdikleri halde kaldırmadıkları mülakat hırsızlığı yoluyla liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf yapmalıdırlar. Ekonomik kaynaklarımıza el koyan faiz ve rant sahipleri yapmalıdır. Kamu-özel iş birliği ortaklığı adı altında kendilerine servet aktarılanlar yapmalıdır. Kur korumalı mevduat sistemiyle Merkez Bankasını 833 milyar lira dolandıranlar fedakârlık yapmalıdır. Rant, faiz, kur korumalı mevduata ve kamu özel iş birliği yoluyla servet aktarılanlardan servet vergisi alınması için vakit kaybedilmeden acil düzenleme yapılmalıdır.

Her ekonomik kriz döneminde biz kamu emekçilerini ve yoksulları aynı gemideyiz safsatası üzerinden fedakârlık yapmaya davet eden iktidar ve onun beslemesi sermaye sahiplerine soruyoruz; her krizde bizim yoksulluğumuz derinleşirken sizler daha fazla kar ve servet elde ediyorken nasıl aynı gemide oluyoruz? Ve diyoruz ki, hayır bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, maalesef olamayacağız da. Çünkü sizler krizlerden devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizler her krizden sonra daha fazla yoksullaştık.

Bunun için bizleri daha fazla mağdur etmeden; Başta mücadeleyle elde ettiğimiz servis hakkımıza dokunulmamalı ve servis hakkı olmayan bütün emekçiler için servis verilmelidir. Verilemeyen yerlerde emekçilere yol ücreti ödenmesini talep ediyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir ücret ve refah payı verilmesini talep ediyoruz. Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilmesini ve ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması için acil yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Ücretsiz, nitelikli öğlen yemeği verilmesini talep ediyoruz. Bütün Emekçilere kira yardımı yapılmasını talep ediyoruz. Artık bir angaryaya dönüşen iş yoğunluğunun azaltılması ve acil personel alınmasını talep ediyoruz. İş yerlerimizde ebeveyn hakkı olan kreş ve emzirme odalarının açılmasını talep ediyoruz. Mülakat haksızlığına son verilmesi ve kurum sınavlarında liyakatin esas alınması için yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. Buradan iktidar ve yandaşı sermaye sahiplerini uyarıyoruz. Yarattığınız kriz sonucunda devasa karlar elde ettiğiniz halde, sanki aynı hayatı yaşıyormuşuz gibi bizleri her seferinde, "aynı gemideyiz safsatası altında yeniden ve yeniden fedakârlık yapmaya çağırmaktan vazgeçin. Bu çağrılarınız inandırıcı olmadığı gibi, yaşam pratiğinde de bir karşılığı bulunamamaktadır. Sizler bu kriz sofralarından daha fazla servetle ayrılırken, biz emekçilerin daha fazla yoksullaştığını biliyoruz. Bunun için bu krizden kimler ceplerini doldurup, servetlerine servet kattıysa krizin bedelini de onların ödemesi için mücadeleyi büyüterek sürdüreceğimizi buradan ilan ediyoruz.”

AdminAdmin